Bugün Radikal Kitap'da okudum Cengiz Alkan'ın "Tuhaf ama tanıdık..." başlıklı yazısıyla, Galip Tekin'in kitabının basıldığını.
Unutmuşum meğer, ismini görünce bir anda ilk gençliğime gidiverdim ve özenle kesip defterime yapıştırdığım veya duvarıma astığım sayfalar geldi gözümün önüne. Hele ki içinde mimozaların ve bir maskeli balonun geçtiği bir kısacık öykü anımsarım, 15-16 yaşlarımdaydı sanırım, ne çok şey ifade ediyordu benim için. Sanırım hala durur eski defterlerin arasında, kendi olmasa da bir yerlere kopyalamışımdır. Bugün eve gittiğimde ilk işi onu bulacağım.
O yaşımın öyle derin ve güçlü hislerini anımsadım ki.. "öyle böyle değil" diyeceğim mecburen.
Belirli görüntülerin, nesnelerin, isimlerin yani somut şeylerin hafızalarda kaldığını sanırdım sadece. Meğer hissedilen duygular da aynı bir resmi görmek gibi yeniden yaşanabiliyormuş.
Tuhaf Öyküler'i ve hissettirdikleri için Galip Tekin'e ve anımsattığı için Cengiz Alkan'a minnettarım..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder