YOGA ZAYIFLATIR MI?


Yoga Zayıflatır mı?




Zayıflamaya ve yogaya başladığımdan beri en çok duyduğum sorulardan biri.. Çünkü yogadan önceki halimi bilenler beni şimdi tanıyamıyorlar. Beni şimdi tanıyanlar da yogadan önceki halimi duyunca ve görünce inanamıyorlar. Onun için hemen soruyorlar, yoga ile mi böyle oldun? Sihirli bir değneğin beni dönüştürdüğünü düşünmek sanırım bir çoğu için daha kolay. İnanın benim için de hiç düşünemeyeceğim kadar kolay oldu aslında. Biraz bahsedeceğim ama her şey yoga ile başlamadı. Dört yıl önce değiştirmeye başladığım hayatımın son üç yılında var yoga.

Evet, yoga zayıflatır ve hayır, yoga zayıflatmaz.

Evet, ben yoga ile zayıfladım, burada bahsedeceğim yogik yaklaşımlar yoga ile zayıflamama yardımcı oldu. Ama hayır, ben yoga ile zayıflamadım, ben bütün hayatımı değiştirdim. Yoga bu yolda bana yardımcı oldu ve sonrasında yoga yolun kendisi oldu. İşim, tanıdığım insanlar, yaptığım seçimler, alışkanlıklar gibi bedenimde ve ruhumda stres yaratan bütün kaynakları hayatımdan çıkardım. Bir bıçakla keser gibi gayet keskin ve net bir şekilde yaptım bunu. İstemediğim hiçbir yere gitmedim, sevmediğim hiç kimseyle görüşmedim. Bu süreçte sadece bedensel ve zihinsel fazlalıklardan değil, evimdeki bütün fazla eşyadan da kurtuldum. Eksik kalmış, tamamlanmamış, bekleyen, saklanan ne varsa çıkardım evimin ve beynimin odalarından. Bu süreçte bulduğum her kaynağı okudum, araştırdım, sordum. Değişik teknikleri denedim. Bunları hala uyguluyorum. Ve istediğim her şeyi istediğim kadar yememe rağmen hala zayıflıyorum.

Yoga hiçbir zaman şu kadar sürede şu kadar kilo kaybı veya sıkılaşma vaat etmez.

Yoga size bir ayna tutar. Eğer bakarsanız ve baktığınız şeyin ne olduğunu görürseniz zayıflama yolunda bir adım atmış olursunuz. Aynada gördükleriniz hoşunuza gitmeyebilir, hoşunuza gitmesi veya gitmemesi de gerekmiyor zaten. Sadece farkına varmanız yeterli. Ne ise o. Bir adım daha atmaya hazır olmayabilirsiniz, o zaman bırakmalı, zorlamaya hiç gerek yok. Zaten başınıza ne gelirse bu zorlamalardan gelmiyor mu? Zorlamalar, kısıtlamalar, sınırlamalar, eksiklikler, yasaklar… Öyle büyük bir stres havuzuna dönüşüyorlar ki, yaşamın kendisi mutlu olmak için bir sebepten eziyete dönüşüveriyor. Orada kendinizi mutlu olmak için yemek yerken buluyorsunuz. Bazen takıntılar gelişiyor, belirli bir yiyeceğe veya içeceğe karşı bağımlılık yaratıyor zihin ve tükettikçe yüzeyde anlık mutluluk hormonları salgılanıyor. Üzüldüğünde çikolata yemek ile sigara tiryakisi olmak arasında hiçbir fark yok. Et yemeden doymuş hissetmiyorum demekle eroin bağımlısı olmak arasında hiçbir fark yok. Çay içmeden yaşayamam, kahve içmeden güne başlayamam demekle alkolik olmak arasında hiçbir fark yok.

Fark edin.

Geri çekilin ve aynaya bakın.

Siz göremiyorsanız bir başkasından size göstermesini isteyebilirsiniz.

Ta ki gördüğünüz şeyin ne olduğunu anlayıncaya, o şey tamamen size dönüşünceye kadar bakın.

Neyi takıntı haline getirdiğinize bakın.

Hangi fikirden kurtulamıyorsunuz bir türlü?

Dönüp dolaşıp içinizi kemiren şey ne?

Takıntılarınızı görün

Zayıflama takıntınızın farkına varın.

Siz ne iseniz osunuz.

Önce bunu bilin.

Anneniz ne ise, siz osunuz.

Babanız ne ise, siz osunuz.

Takıntılar, zihnin görmek istemediği şeylerden kaçmak için geliştirdiği tuzaklar..


Yoganın aynası sadece yüzünüzü göstermez. Bütün bedeninize ışık tutar. Bedeniniz size ne söylüyor? Hiç dinlediniz mi? Bedenin kendi zekasının bizim özgür irade zannettiğimiz şeyden daha zeki olduğunu hiç fark ettiniz mi?

Bu süreçte içe dönük bir uygulama olarak yogayı, bedeninizle, yiyeceklerle ve vücut kilonuzla ilişkiniz üzerinde çalışmanız için bir fırsat olarak kullanabilirsiniz. Bedensel farkındalığınız arttıkça beslenme ile ilgili farkındalığınız da kendiliğinden artacak.


Çözümü uzakta aramayın, en yakın olan yerden, en kolay müdahale edebileceğiniz yerden, bedeninizden başlayın.

Matın üzerinde harcadığınız kaloriler yanınıza kar kalacak.

Mutlu olmak için yoga yapın. Zorunluluklardan dolayı değil. Parasını verdiğiniz için değil. Başladığınız işi bitirmeniz gerektiği için değil.

Stresin aşırı yeme ve yağ oluşumuna doğrudan katkısı olduğu biliniyor. Bunun karşısında yoga stres azaltıcı, dolayısıyla stres hormonu kortizol seviyesini düşürücü etkisi devreye girecek.

Stresin hayatınızı nasıl ele geçirdiğini görmek için sadece en yakın arkadaşınızın hayatını ve dertlerini görmeniz yeterli. Sizinkinin de onunkinden bir farkı yok. O arkadaşınız ile atın değiştirmek istediğiniz yöndeki ilk adımlarınızı, birbirinize destek olun.

Bedensel duyularınız rafine oldukça ve dengelendikçe, aç olmadığınız halde sadece alışkanlıktan veya duygusal ihtiyaçlardan yediğinizi fark edeceksiniz. Böylece fiziksel yeme ile psikolojik yeme güdülerini ayırt etmeye başlayacaksınız.

Ayırın. Size ait seçimleri ve başkalarının sizin için yaptığı seçimleri birbirinden ayırın. Ayırımına vardığınız şey sizi mutlu ediyorsa dahil edin hayatınıza ufak dokunuşlarla değiştirerek de olsa, aksi halde kendi tecrübelerinize daha çok güvenin.

Meditasyon, açlığa tepki göstermeden önce bu hissi gözlemlemeyi öğreterek açlık karşısında farklı tepkiler göstermenizi sağlamaya yardımcı olur.

Ayırımına varın. Gerçekten neye açsınız? Sevilmeye mi, kucaklanmaya mı, özür dilemeye mi, affetmeye, affedilmeye mi? Bunlardan biri veya hepsi ama inanın yemeğe aç değilsiniz.

Nefes teknikleri, bedensel ve zihinsel arınma sağlar. Yogaya başlangıç süreci aynı zamanda bir detoks etkisi gösterir.

Kolay olmayacak. Kolay olan bir şey oldu mu şimdiye kadar?

Zayıflamak için yogaya başlamayın. Zayıflamaya başlamanıza yardımcı olsun diye yogaya başlayın. Zihin yapınızı, düşünce şeklinizi değiştirmeye başlamanıza yardımcı olsun diye yogaya başlayın.

Yardımcı olmak için buralarda olacağım..

1 yorum: