ÇOCUK YOGASI

ÇOCUK YOGASININ FAYDALARI


FİZİKSEL
1-Sinir ve salgı bezlerini stimule eder,iç organları düzenler.
2-Omurgayı, şekillenmeye başladığı bu dönemde biçimlendirmeye ve sağlamlaştırmaya yarar.
3-Kasları geliştirip-güçlendirir.Vücuda denge ve kuvvet kazandırır.
4-Esneklik kazanarak hem fiziksel aktivitelere kolaylıkla adapte olmayı sağlar,hem de sakatlanmalarını engeller.Vücutlarını tanımayı ve kontrol etmeyi öğretir.


ZİHİNSEL
1-Algısı artar.Dolayısıyla daha hızlı öğrenmeye başlar ve öğrenme konusunda motivasyonu artar.
2-Kendi özel yeteneklerini,yatkın oldukları konuları kolaylıkla fark edebilme özelliği kazanır.
3-Hayal gücü ve yaratıcılığı gelişir.
4-Konsantrasyon ve odaklanma özellikleri gelişir.
5-Başarıyı yarışma stresinden uzak bir şekilde de elde edebileceklerini öğrenirler.
6-Öz disiplini öğrenmesini sağlar ve çocuk bunu yoga asanalarında öğrendikten sonra yaşamının her yerinde kullanmaya başlar.


DUYGUSAL-SOSYAL
1-Kendine güveni artar.
2-Sevildiklerini ve sevebildiklerini hissederler.
3-İçlerindeki sessiz yerin,sıkıntı,karmaşa anında kendileri için orada olduğunu bilirler.Knedileriyle yüzleşmekten,sıkıntılarını sorgulamaktan çekinmezler.
4-Başkalarıyla birlikte eğlenmekten,vakit geçirip paylaşımda bulunmaktan keyif alırlar.Ve bu sayede takım çalışmasının fayda ve gerekliliğini anlarlar.
5-Yoga yaparken eğlenir ve kendilerini mutlu hissederler.
6-Empati yetenekleri artar.
7-Rekabet hissi azalır.
8-İçsel yönünü keşfettikçe kendini ifade edebilme yeteneği artar.


ÇOKLU ZEKA KURAMI VE YOGA
Herkes doğuştan sekiz farklı zekaya sahiptir. Bunlardan biri eksik olarak doğmaz.Bebeklikten başlayarak ilerleyen dönemlerde sosyal ve ailesel koşullar doğrultusunda çocuğun zekası ve yönelimleri değişmeye,gelişmeye ve körelmeye başlar.Ergenlik döneminde ise bu artık yavaş yavaş şekillenmeye başlama aşamasına gelir.Bu sebeple,çocuğu doğrudan bir zeka türüyle etiketlendirmeyip,eksi ve artılarını görerek buna yönelik çaba göstermesini sağlamak gerekir.Yoga çocuktaki bu sekiz zekayı gerek ortaya çıkarıp-tanımak,gerekse de geliştirmek açısından çok faydalıdır.
Bu sekiz zekayı sıralayacak olursak:
1-Sözsel-Dilsel
2-Mantıksal-Matematiksel
3-Görsel-Mekansal
4-Bedensel-Kinestetik
5-Müziksel-Ritmik
6-Kişilerarası-Sosyal
7-Kişisel-İçsel
8-Doğa zekası

ÇOCUK YOGASININ YETİŞKİNLERİN YAPTIĞI YOGADAN FARKI?
Peki çocuk yogasının yetişkinlere uygun görülen yoga tekniklerinden farkı nedir?Ya da neden farklı bir şey yaptırılması daha uygun görülmüştür? Bunlar için iki temel sebep gösterilebilir.


1)Fiziksel durumlarının yetişkinlerden tamamen farklı oluşu.Kas yapıları henüz yetişkinlere kıyasla çok çok az gelişmiştir ve bu sebeple güçsüzdürler.Bazı asanalarda sakatlanma ihtimalleri bulunur.Ayrıca hormonal yapıları ve salgı miktarları da yetişkinlerden farklıdır.Bu sebepten ötürü de ergenlik dönemlerinden önce bazı hormonları aktive eden,düzenleyen bir takım asanaları yapmaları veya o asanada uzun süre kalmaları sakıncalı olabilir.


2)Çocuğun yaşam enerjisi,mutluluk eşiğinin yetişkinlere kıyasla çok düşük olması,hayal gücü ve yaratıcılığının had safhada oluşu sebebiyle dersin işleyişi ve akışı yetişkinlerinkinden farklıdır.Çocukların tamamen sessiz kalıp-içe dönerek,hareketlerde uzun süre durması ve dikkatinin dağılmaması mümkün değildir ayrıca yaş olarak da sosyalleşmeye,takım çalışmasını öğrenmeye,uyum sağlayabilmeye ihtiyacı vardır.Çocuklara hayal güçlerini zorlayacak örneklerle,hayatı öğretmeye yönelik senaryolarla,birbirleriyle iletişimlerini güçlendirecek dramalarla yoga öğretmek onlara büyük fayda sağlayacak ve keyif verecektir.


7-11 yaş grubuna biraz daha yetişkinlere yönelik yoga derslerine yakın bir eğitime başlanmalıdır.Fakat takım çalışmaları devam etmeli ve hareketleri yapmaları için sıkı disiplin veya zorlamaya hala girilmemelidir.Sadece asanaları belirli sayılara yapabilme kabiliyetleri oluşur derse daha falza dikkat yoğunlaştırabildiklerinden ve de hayal güçleri çok gelişmiş halde olduğu için asanaların hayvanlara ve doğadaki diğer canlı ve nesnelere benzerliklerine dikkat çekildiği taktirde asanaları çok güzel uygulayabilmeye başlarlar.Dersler sınıf seviyesine göre 30-40 dk. sürebilir.Yeni başlayanlar için savasana gene 5 dk. ile başlanmalı sonra 10 dk. ya çıkarılmalıdır.

Özellikle de 10 yaşına kadar çocuklar çok alerjik ve hassas yapıdadırlar.Bu sebeple dersten hemen önce tütsü yakmak,kokulu mumlar kullanmak,göz yastıklarının içinde herhangi bir ot kullanılması çocukların alerjik durumunu artırabilir.
Çocukların yogadan en geç 1 saat öncesinde yemek yemiş olmaları önemlidir.



ADVAYTA YOGA, ZEYNEP AKSOY-DAVID CORNWELL

Zeynep Aksoy, David Cornwell, Advayta Yoga, Kayseride Yoga
www.advaytayoga.com


Yoga eğitmenlik eğitimi almaya karar verdiğim üç yıl öncesinden beri katılmaya niyet ettiğim Zeynep Aksoy'un eğitimi.. Hayatımıza kimin ne zaman ne şekilde gireceği, nerede neye vesile olacağı hiç belli olmuyor.
Büyük bir sürpriz ile, sonunda, Eylül'de başlıyorum eğitime..

Zeynep Aksoy ve David Cornwell ekolü Advayta Yoga'nın tanıtım videoları;


ADVAYTA YOGA-2, ZEYNEP AKSOY


ADVAYTA YOGA-1, ZEYNEP AKSOY

ÇAKRALAR - AVATAR

Avatar çizgi filminde çakra çalışması :)))


(https://pro-labs.imdb.com/title/tt0417299?d=tt_ovrview_contact)
(http://www.cnbce.tv/dizi/652-nickelodeon-kusagi)


HER ŞEY NASIL BAŞLADI?





Yoga yoluna girmeme sebep arkadaşım ile kahve içiyor ve boş zamanımızı değerlendirmek için ne yapsak diye konuşuyorduk. O daha önce denemiş İstanbul’da, aklına geldi, yoga yapar mısın, varmış Kayseri’de dedi. Hakkında hiçbir fikrim olmadığı halde yaparım dedim. Arayalım yoga merkezini bilgi alalım dedi, gidelim de görüşelim dedim. Kalktık, gittik, görüştük. 

Ertesi gün ilk yoga çalışmasına katıldık. On beş Eylül iki bin onbir. Haftada iki derse katılmak üzere üye olduk merkeze. 

Ders başlamadan en ön sırada yerimizi alırdık. Matımızın yanında; battaniye, göz yastığı, su matarası ve minik havlularımız ile. Doğru yoga kıyafetini bulmak da epey zamanımızı almıştı. Eh sonradan öğreniyorum tabi, gülerlermiş halimize.. Ben de gülümsüyorum şimdi keyifle hatırladıkça. 

Yoga derslerine katılmaya başladıktan bir hafta kadar sonra hocaya şöyle bir mail göndermişim, yoganın bende yarattığı hislerle alakalı;

“Yoga ile;

1.dersten sonra; nefes alış verişim düzene girdi. Derin nefes alıp vermenin rahatlatıcılığını keşfettim.

2. dersten sonra; bedenimin ve tüm uzuvlarımın rahatladığını hissettim.

3.dersten sonra; (Yin) bedenim çok fazla hafifledi, neredeyse bedenimi hissetmedim.

4.dersten sonra; bedenimdeki kemiklerin farkına vardım ve iskeletimin sağlamlığını keşfettim, yürürken ve ayakta dururken çok daha sağlam bastığımı fark ettim.

Genel olarak; uykum düzene girdi. Sabahları daha erken kalkmaya ve dinç bir şekilde uyanmaya başladım. Sabahları boynumda oluşan ağrı tamamen geçti.”

Haftada iki gün oldu haftada üç.. Yin yoga derslerine de katılmaya başladık.. Sonra bir de baktım kendimi yoga stüdyosuna ait hissediyorum. Derslerden sonra salonu toparlıyorum.. Kitapları karıştırıyorum.. Boş zamanlarımı orada geçiriyorum.. Araştırmalar yapıyorum, çeviriler yapıyorum.. Yoga ile uyanıp yoga ile yatıyorum.. Bulduğum bütün derslere giriyorum.. Hayatımın, bedenimin ve zihnimin bun denli değişeceğinden bihaber gidip geliyorum..

Yine sonradan öğrendiğime göre.. İlk başlarda yanımdaki matta olmak istemeyip, enerjimden kaçanlar mı istersiniz. Kimseyle selamlaşmadığım, asık suratla dolaştığım için hocaya laf edenler mi.. 

Zaman geçti.. matın üzerinde kan ter içinde kaldım.. ağladım.. güldüm.. eğlendim.. bir hayat yaşadım bir matın üzerinde..

Sonra bir gün karar verdim; eğer hayatımın geri kalanında bir iş yapacaksam, beni bu kadar mutlu eden yoga ile ilgili olmalı.. Ve eğitmenlik eğitimlerini araştırmaya başladım. İstanbul, Ankara, derken ve tam Zeynep Aksoy'un eğitimine katılmayı planlarken, Şerife hoca dedi ki ben açacağım eğitim! Ve bir dönüm noktası daha..

...

İlk staj dersimi on yedi ekim iki bin on iki’de vermişim. Ders sonunda katılımcılardan bir olumlu bir olumsuz yorum alıyorduk. İşte o yorumlar;

“Enerjin hiç düşmedi, hep bizimleydin, sevgiyi hissettim.

Derin gevşemede tutuk kaldın, dersteki gibi akıcı olabilirdi.

Isınma hareketleri olmadan hızlı başladık.

Sesin çok güzeldi.

Duruşlarda çok detay verirsen uzun süre kalmış olurlar, başlangıç sınıfındakiler için zor olur.

Her duruş bir sonrakine hazırlıktır, aralardaki ulamayı yapmayı atlama.”

....

Bugün yirmi mart iki bin on dört. Yoga yoluna gireli ikibuçuk yıl olmuş. Bir ben varmış gerçekten de benden içeri. Katman katman açılarak çıkıyor gün yüzüne.

Geldiğim noktada... Yogadan önceki halimi bilenler, şimdi beni tanıyamıyorlar. Beni yoga ile bilenler de önceki halimi başkalarından duyduklarında onun ben olduğuma inanmıyorlar.

Leslie Kaminoff’dan dinlemiştim, ona da Krishnamacarya söylemiş sanırım; “her öğrenci öğretmenin meditasyonudur”. Bu yolda yoluma çıkan herkes öğretmenim ve öğrencim oldu. Bu yola çıkmama aracı olan sevgili dostuma ve yolumu aydınlatan sevgili hocalarıma ve biricik desteğim aşkıma minnettarım.

IYENGAR YOGA EKOLÜ- Tercüme


B.K.S. Iyengar Kayseri Yoga


Iyengar Yoga Metodunu diğer metod yaklaşımlarından ne ayırır ? 

Birçok diğer sistemlerden Iyengar yoga metodunu ayıran şeyin ne olduğunu tartışırken şunlara dikkat etmek önemlidir ...
BKS Iyengar dünyaca ünlü yogi ve yoga hocasıdır. Kendisi Batı'ya yoga yı kazandırmış ve 2004 yılında Time Dergisi tarafından dünyanın en iyi en etkili 100 kişisinden biri seçilmiştir.
Iyengar metodu, ashtanga yolunun 8 uzvunu takip eden ( yama, niyama, asana, pranayama, Pratyahara, dharana, Dhyana ve Samadhi) hatha yoga’dır.
Iyengar’ın sistematize ve uluslar arası düzenlenen bir yoga uygulaması olmasındaki en önemli farklılıklar; bedenin doğru hizasına odaklanması , doğru postürleri elde etmek için bacak desteğini kullanması ve bedenin diğer bölgelerinden yararlanması , uzun duruşlar tutmaya yönelik çabası, gelişmiş teknikler kurularak pranayama ( yoga nefesi ) eklemesi ve ‘’meditasyonu’’ eyleme dökmesidir. 
BKS, (bir hayranı olarak ondan bahsetmeyi sevdiğim gibi) yoga çalışmalarına ve bu konuda ilerlemeye hayatını adamıştır.
Sekans ve zamanlama, Iyengar tekniğini tanımlayan en önemli özelliklerden bazılarıdır. 
Teknik; asana ve pranayama uygulamasını gerçekleştirirken nasıl uyum içinde, ince ayarlamalar yapıldığını öğrenmek demektir. 
Sekans ; Asana ve pranayama uygulamasının yapıldığı kalıba değinir. Örneğin, değişen duruşlar uygulandığı zaman zihinsel ve duygusal etkileri etkileyebilir. Sekanslama bir duruşun etkisinin yoğunlaştırılmasında bir bütünleyici olabilir.
Zamanlama; duruşlar ya da pranayama ( yoga nefesi ) için harcanan zamanın uzunluğunu ifade eder. Bir poz’un duruş içine taşınması ve dengeli hale gelmesi zaman alır. 
Zaman bize etkileri yoğunlaştırma potansiyeli ile fayda sağlar aksi takdirde kısıtlandığında ise faydaları azalır. Iyengar yönteminin kombinasyonu sistematize edilmiştir ve anatomik prensiplere dayanır. 
Her Asanada, bedenin her bir bölümü için doğru bir pozisyon bulunmaktadır, böylece hem bedenin her bir bölümü, hem de çeşitli fizyolojik sistemleri, en yüksek potansiyellerinde işlev görebilir. 
Iyengar yaklaşımı , pranayama uygulaması ile tanıştırılmadan önce , vücut, sinir sistemi ve akciğerleri güçlendirmek için en az iki yıl boyunca asana uygulaması yapılmasını önerir.
Bay Iyengar, yeni başlayanlarda, bir duruşu mükemmel yapmaya çalışırken aynı anda nefesine konsantre olmaya çalıştığında dengesini ve asana derinliğini kaybettiğini bulmuştur. 
Bir asanada metanet ve sükunet’e ulaştıktan sonra ancak Pranayama’nın ritmik nefes teknikleri ile tanıştırılmaya hazır olunur. 
Bu da Iyengar Yoga’da başka bir temel düşünceye yol açar ; ‘’Meditasyon Eylemi ‘.
BKS, bir performans duruşunda meditasyon uygulamasına odaklanır. İlk başta zihin bir kısımdan bir diğer kısma hareket eder, ancak eğitim ile zihin, aynı zamanda eşit olarak vücudun her yerinde absorbe olmayı öğrenir. Asana’da tecrübe edilen, beden ve zihin arasında yaşanan her ince hareket ve eylemin sürekli değişimi Iyengar’ın "Meditasyon Eylemi" olarak ifade ettiği bir meditasyon türüdür.
Dikkat’in bedenin bir bölümüne verilmesi, daha sonra konsantrasyon’un bu bölüme aktarılmasını takiben bedenin bir başka bölümünde bilinç ve konsantrasyon izlenir. Bu durum, dikkat (konsantrasyon) yoğunluğunda herhangi bir azalma olmadan tüm vücuda yayılana dek devam eder.
Bu yöntem, diğer geleneksel uygulamalardan daha farklı olarak daha aktif meditasyon ya da zihin meditasyon üzerinde yoğunlaşan bir Iyengar yöntemidir. 
Zihin ve daha sonra beden’e göre yapılan meditasyonla karşılaştırıldığında Iyengar yöntemi bedene ve zihne meditasyon getiren daha yapısal bir fiziksel süreç olarak tarif edilebilir gibi görünüyor.
Yukarıdakilere ek olarak, Iyengar Yoga duruşları, tedavi edici uygulaması ile diğer sistemlerden de ayrılmaktadır. BKS Iyengar tarafından geliştirilen duruşlar engelliler için maksimum faydayı sağlamaktadır. Sayın Iyengar karmaşık tıbbi sorunların tedavisindeki uzmanlığı ile ve beden hakkındaki bilgisi ile dünya çapında tanınır. Ben şahsen Iyengar Yoga yaklaşımına, sağlığımı optimize ettiği ve yırtık ön çarpraz bacak bağlarımın yan etkilerini en aza indirgediğinden dolayı gerekli krediyi veriyorum. 
Iyengar yoga’nın bir başka ayırt edici özelliği de çok az Vinyasa akışını (bir duruştan (poz) diğerine nefes ile bağlantılı olarak akışkan bir şekilde geçiş) içermesidir. Vinyasa akışının olmaması Iyengar metodunun neden geniş bir nüfusa ulaşabilecek yoga olmasının bir başka nedenidir.
Hizalama mükemmel iken, duruşlar uzun süreler için yapılır. Duruşlar arasında, öğrenciler (Child’s pose )Çocuk Duruşu veya (Corpse Pose )Ceset Duruşunda dinlenir. Bu nedenle, Iyengar yoga Ashtanga gibi daha akıcı bir üslupla yapılan yoğun bir kardiyovasküler deneyim değildir. Ancak gelişmiş egzersizler, daha uzun duruşlar ile birleştiğinde ve dinlenme pozları ile sıralandığında, benzer kardiyo yararlarına neden olduğuna dair argümanlar da yer almaktadır. 
Duruşları tutmak yorucu olsa da bir dayanıklılık gücü oluşturur ve esnekliği artırmak için de mükemmeldir.
Iyengar yoga , akış stilinde olan egzersizlerde yeterli fiziksel yapıya uygun olmayan kişiler için yoga’ya başlamada sağlıklı ve güvenli bir yerdir. Bu durum, hasta, yaşlı ve kilolu veya Skolyoz, Artrit, ya da diğer dejeneratif koşullardan muzdarip olan insanları da içerir. Kısaca Iyengar Yoga’nın sağlıklı ve hasta, genç ve yaşlı, güçlü ve engelli, herkes için olduğu söylenir. 
Teknikler, bazı sınırlamaları olan insanlara yardım etmek ve mükemmeli başarmak ve klasik duruşlardan maksimum fayda elde etmek amacı ile Sayın Iyengar tarafından geliştirilmiştir. 
Sıralama ve duruşun zamanlaması, tüm vücut sistemlerinin dengelenmesi, güçlendirilmesi ve temizliğinin en üst düzeye çıkarması için sistematik bir şekilde yaklaşılmıştır. 
Bu yaklaşım aynı zamanda sakin, konsantre olmuş bir zihne yola açarak bizi meditasyon eylemine ve sonuçta da pranayama’ya hazırlar.



Tercüme;Yoga Di / Dilek Adaş

DUYGUSAL ENERJİ NOKTALARI - Tercüme

Kayseri Yoga - Bedendeki Duygusal Enerji Noktaları

ABHYASA VE VAIRAGYA


SWAMİ JNANESHVARA’DAN NOTLAR;

Abhyasa (pratik) ve vairagya (bağlanmama) tüm yoga sisteminin en özündeki iki prensiptir.
Abhyasa – pratik
Abhyasa kalıcı bir huzur hali oluşturma ve geliştirmede çabasız tutum geliştirmektir. Bu halin herhangi bir kesintiye uğramadan uzun süre devam etmesi gerekir. Pratikte derinleşme bu şekilde, kendi varlığının özünü direkt deneyimlemek suretiyle gerçeklelşir.
Vairagya- Bağlanmama
Bağlanmamak ancak gerçek Ben’i bulutla örten bağımlılıkların, korkuların, hoşnutsuzlukların ve yanlış kimliklerin bırakılmasıyla gerçekleşir.
İkisi birlikte çalışırlar. Pratik sana doğru yolu gösterirken, bağlanmama da bu içsel yolculukta karşına çıkabilecek acıların ve zevklerin seni yolundan caydırmasına izin vermez.
Diğer tüm yoga uygulamaları bu iki prensip üzerine dayanır. Bu birbirine eş uygulamalar sayesinde ancak aklın tüm seviyeleri üzerinde hakimiyet kurulabilir ve gerçek Ben deneyimlenebilir.
Kişinin yaşamında bireysel hareketlerinde, konuşmalarında ve düşüncelerinde seçebileceği iki farklı yol vardır. Biri gerçeklik ve doğruluk üzerine, benliğin ve kişisel farkındalığın üzerinedir. Diğer yol ise tam zıttı olarak, kişiyi yüce deneyimlerden alıkoyan yaöa biçimi, hareketler, konuşmalar ve düşünceler üzerinedir.
Abhyasa, kişinin sadece yaşam tarzı, davranışları, konuşmaları ve düşüncelerinde değil, ruhsal uygulamalarda da olumlu yoldan uzaklaşıp olumsuz yöne gitmesini engeller.
Vairagya ise kişiyi bağımlılıklardan ve aklı bulandıran şeylerden uzak tutar.
Ayırt etmek anahatrdır. Bağlanmamayı geliştirmek ve pratik yapabilmek için, hangi davranışların, konuşmaların ve düşüncelerin seni doğru yolda tutup hangilerinin seni yoldan çıkaracağını ayırt edebilmek gerekir. Kişisel yolculukta kullanılabilecek incelikli bir araç ve pratiğin temelini oluşturmada temel oluşturur bu ayırımı yapabilmek.
Abhyasa pratik demektir ancak çok geniş bir alanı kapsar. Davranışlarda altenatifler arasından en akıllıca olanını seçmeyi de kapsar. Aklın en huzurlu halini oluşturacak şekilde kararlar vermeyi de. Çünkü anlamının kapsadığı geniş alanlaki her şey, kişisel farkındalığa daha derin ve ustaca ulaşmaya yardımcı olur. Pratik olaraka abhyasa, sadhana kelimesiyle karıştırılmamalıdır. Sadhana da pratik demektir ancak daha spesifik olan; kişinin bedeniyle, nefesiyle ve aklıyla daha spesifik metodlar ve tekniklerle dış dünya ve diğer insanlar üzerinde çalışmasını içerir. Örneğin yoganın sekiz basamağı sadhanadır.
Abhyasa ile çalışma: Abhyasa huzur halini oluşturan tüm pratikleri içerir. Her seviyede, en dışsal en dünyevi olan davranışlardan, Abhyasa ile çalışmak için en kolay yol, bütün olandan başlayıp sübtile doğru yol almaktır.
Bunun için sessiz bir şekilde oturun. Bir kağıdı iki sütuna ayırın ve kişisel yaşamınızdan yansımaları yazın
Sabit, kararlı ve sürekli dinginlik ve huzur hali yaratan davranışlar, konuşmalar veya düşüncelerden şunları daha fazla yapmalıyım:
Sabit, kararlı ve sürekli dinginlik ve huzur halinden uzaklaştıran davranışlar, konuşmalar veya düşüncelerden şunları daha az yapmalıyım:
 1)_______________
 2)_______________
 3)_______________
 4)_______________
 5)_______________
 6)_______________
7) _______________ 
 1)_______________
 2)_______________
 3)_______________
 4)_______________
 5)_______________
 6)_______________
7) _______________ 
Sütunun sağ tarafına muhtemelen kişisel yolculuğunda yeri olmayan zararlı alışkanlıklarını yaz. Sol tarafına ise muhtemelen yoga ile ilgili olan ve kişisel yolculuğunda yararlı olan pratiklerini yazacaksın. Bu alıştırma, meditasyon için sağlam bir temel oluşturacaktır. Sol sütuna yazdıklarınız doğrultusunda yaşamınızla ilgili alacağınız kararlar ve enerjinizi bunlara yönlendirmeniz, sağ sütuna yazdıklarınızın zamanla gözden kaybolmasını sağlayacaktır.
Pratiğini ne zaman ki uzun süreli, kesintisiz, içten bir adama ile yapıyor hale gelirsin, işte o zaman köklenmiş, durgun ve sağlam bir temel oluşturursun.
Yoga meditasyon halidir. Yoga meditasyonu yaşamının en önemli prensiplerinden biri, pratiğe ara vermeden devam etmektir. Genelde bir meditatör pratiğe başlar, birkaç hafta veya birkaç ay devam eder ve bir süre sonra hayatla ilgili bir gaile yüzünden bir süre durur. Sonra yeni baştan başlar. Yeniden başlamak her ne kadar iyi olsa da, hiç ara vermeden yapabileceğin daha rahat bir pratik geliştirmek daha yararlıdır. Günde 2-3 saat pratikle başlayıp yaşamsal faaliyetlerden dolayı ara vermek zorunda kalmak yerine daha kısa süreli ama düzenli pratik yapmayı seçebilirsin. Olur da yoruldum, sıkıldım vb bahanelerle pratiğine ara vermek istersen şunu düşün: her gün yemek yiyor, uyuyorsun. Tuvaletini her gün yapıyorsun. Her gün başka insanlarla dedikodu yapıyorsun ve olumsuz düşünceleri her gün aklından geçiriyorsun. Eğer her gün bunları yapabiliyorsan, seni huzura ulaştıracak pratiğini de her gün herhangi bir mazeret bulmadan yapabilirsin. Ve bunun sonu yok. Ta ki bir gün, pratiğin sağlam temeller üzerine kurulu, zarif ve hayatının bir parçası haline geldiğinde, yüzünde bir gülümseme belirecek ve anlayacaksın ki hayatının en değerli şeyi olmuş.
Davranış Geliştirme
Abhyasa ve vairagya sende satkara’nın gelişmesine sebep olacak. Satkara; özveri, samimiyet, saygı, olumlu tutum ve doğru davranış demektir. Her gün yapabileceğin seviyede ve sürede bir pratiği alışkanlık edindiğinden satkara çok daha kolay gelişecek. Böylece kalbinde bir defa parıldayan meditasyon ışığı, zaman içerisinde hayatına ruhani boyutta yön veren bir rehber haline gelecek.
Her şey dikkat ile başlar
Yoga meditasyon biliminde dikkat kritik bir konudur. Kendini nezaketle sevme yolunda dikkat en önemli formüldür. Keskin, net, gayretli dikkat ile uzun süreli ve kesintisiz pratik mümkün olabilir.
Sevgi, sevdiğin her şeyi bıraktığında geriye kalandır.
Bırakmak ve üstlenmemek
Bağlanmamayı anlatmanın en kolay yolu; bırakma sürecidir. Bağımlılıklarımızı ve nefretlerimizi bırakmayı kademeli olarak öğreniriz. Zihnin bağımlılıklarından katman katman kurtuluruz. Ancak bağlanmamanın ilk koşulu, bağımlılıkları bırakmak değil, ilk baştan üstlenmemektir.
Bağlanmama bastırma değildir
Bağlanmama, isteklerin, arzuların veya duyguların bastırılması demek değildir. Uyanış, bağımlılıkların farkına varmakla başlar.
Bağlanmama durmaktır
Bağlanmama felsefesini duyup yanlış yorumlayarak ve kendini kandırarak “bağlanmıyorum” demek kolaydır. Bu bağlanmamak demek değildir. Zihnin bağımlılıklarını gerçekçi bir şekilde görmek ve içsel ve dışsal yoga meditasyonu ile sistematik olarak bu göz boyamalardan kurtulmayı öğrenmektir.
Bağlanmama tarafsızlık (kayıtsızlık) değildir
Bağlanmama bir şey yapma hali değildir. Bir şey yapmama hali de değildir. O şey her ne ise artık aklını ilk etapta meşgul etmiyor, dikkatini çekmiyor demektir.
Sigara içmeyi yıllar önce bırakmış iki insan düşünün. Birinci kişi hala sigaraya bağlı, her sigara gördüğünde sigara içmeyi arzuluyor. Bu arzusu karşısında direnmesi ve bu şekilde sigara içmemesi durumuna (detachment) kayıtsızlık denir. İkinci kişi de eskiden sigara içiyordu ama artık sigara gördüğünde herhangi bir tepki göstermiyor, arzusu tamamen ortadan kalkmış hem bilinç hem de bilinçaltı seviyesinde. Bu duruma bağlanmama denir. Bağlanma hali bırakılmış değildir, yoktur.
Bağlanmama katmanlar boyunca derinleşir
Patanjali’ye göre bağlanmama varlığımızın daha derin katmanlarına indikçe kademeli olarak artar.Bağlanmamaya öncelikle günlük yaşamdaki nesnelerle ve insanlarla yani daha yüzeysel seviyede başlarız ancak pratiğimiz derinleştikçe psişik veya süptil güçleri ve deneyimleri de içeren bir hal alır. Sonunda görürüz ki tüm bunlar bireysel farkındalık yolculuğumuzda dikkatimizi dağıtmaktan başka bir işe yaramaz ve bunları da bir kenara bırakırız.
Vairagya ila çalışma: Vairagya veya bağlanmama, siyah ve beyaz kadar veya olmak veya olmamak kadar net değildir. Genellikle aşama aşama gelişir. 
Bağlanmamayı daha iyi anlamak için bağımlılıklar ve iğrenilen şeyler ile ilgili kişisel örnekleri keşfetmekte fayda var. Bir kağıt üzerine aşağıdaki sütunları çizin ve sadece şu anda değil geçmişinizde de bırakmayı deneyimlediğiniz şeyleri yazın.
Bağımlılıklar ve iğrenmeler
Bağımlı olduğum, cazip bulduğum, bana faydası olmayan ve bırakmam gereken düşünceler, inançlar, fikirler, insanlar, kurum veya kuruluşlar:
İğrendiğim, bana faydası olmayan ve bırakmam gereken düşünceler, inançlar, fikirler, insanlar, kurum veya kuruluşlar:
 1) ______________ #:___
 2) ______________ #:___
 3) ______________ #:___
 4) ______________ #:___
 5) ______________ #:___
 6) ______________ #:___
 7) ______________                      #:___
 1) ______________ #:___
 2) ______________ #:___
 3) ______________ #:___
 4) ______________ #:___
 5) ______________ #:___
 6) ______________ #:___
 7) ______________ #:___
 #işaretiyle belirtilen yerlere de bağımlılığın veya iğrenmenin derecesini yazın 1 ile 10 arasında (10 en yüksek) 
Eski bağımlılıklar ve iğrenmeler
Bıraktığım eski  bağımlılıklar:
Bıraktığım eski iğrenmeler:
 1) ______________ #:___
 2) ______________ #:___
 3) ______________ #:___
 4) ______________ #:___
 5) ______________ #:___
 6) ______________ #:___
 7) ______________ #:___
 1) ______________ #:___
 2) ______________ #:___
 3) ______________ #:___
 4) ______________ #:___
 5) ______________ #:___
 6) ______________ #:___
 7) ______________ #:___
# işareti ile belirtilen yere bağımlılığın veya bırakmanın 0 ile 10 arasındaki derecesini yazın. Düşük rakamlar o bağımlılığın veya iğrenmenin bırakılmasını güçlendirecektir. Eğer geçmişte bazı şeyleri bırakabildiyseniz şimdi ve gelecekte de bunu yapabilirsiniz ve yoga meditasyonunuz bu süreçte faydalı olacaktır.

Bağlanmamanın 3 seviyesi
Vairagya 3 seviyede gerçekleşen sistematik bir süreç olarak düşünülebilir.
1.    Gerçek dünya: Günlük yaşantımızda zihinsel izlenimlerimiz bağımlılıkların veya iğrenmelerin çeşitli şekilleriyle ve çeşitli derecelerde boyanır. Bu ilk seviye bu esaretlerden özgürleşmeyi ve daha derin bir içsel huzuru deneyimlemeyi geliştirir.
2.   Her şey arasında: Gerçek dünya ile ruhani dünyanın katmanları arasında bir çok nesne vardır. Zihin durdurulduğunda bu süptil seviyeler keşfedilir ve bağımlı olmamak ile ayırt etmek arasında bağ kurulur. Örnek olarak meditasyon yaparsın ama pranik enerjiye, beş elemente, duyulara bağımlı olmazsın.
  1. Subtlest building blocks: Burada guna’lar bulunur. Üst seviyede bağımlılıklardan kurtulma vardır yogi için.
Fiziksel evren de katmanlardan oluşmuştur. Bunlar; partiküller (protonlar, elektronlar, nötronlar), atomlar, moleküller, bileşimler ve nesnelerdir. Partiküller atomu, atomlar molekülleri, moleküller bileşimleri, bileşimler nesneleri oluşturur. Bağımlılıklarından ve iğrenmelerinden partikül seviyesinde serbest kaldığını düşün. Bu seviyeye ulaştığında fiziksel dünyanın diğer tüm nesnelerinden de serbest bırakabilirsin kendini.


SWAMİ KRİSHNANANDA’DAN NOTLAR;
Duyarsızlığın (dispassion) 3 hali vardır eskiler tarafından bize öğretilen.
Birincisi; Bir cenaze töreninde cesedin yakılmasını izlerken bir iğrenme hissedersiniz. Ölen kişi yakılmış, külleri savrulmuş, rüzgara karışmıştır. Artık yoktur. Nerede olduğu bir muammadır. Geriye külleri kalmıştır. Ne acı diye düşünürsünüz, ne yazık, benim de kaderim bir gün böyle olacak. Bu vairagyadır, smasana vairagyadır -ölü yakma yeri vairagyası. Sonra eve dönersiniz ve evinizin sıcak atmosferi size hissettiklerinizin yarısını unutturur, işler çok da kötü değil dostum der, her şey geçti. Birkaç gün sonra düşünceler daha tatmin edici, rahatlatıcı ve mutluluk vericidir. Vairagya artık gitmiş yerini tarafsızlığa, duyarsızlığa bırakmıştır. Ruhani bir tarafı artık kalmamıştır. Bu yoga pratiğinizde size yardımcı olmaz.
Diğeri abhava vairagya’dır. Bir şeye sahip olamadığımız için ona karşı istek duymayız. Everest dağının tepesinde örneğin, süt bulamayacağımız için canımız süt istemez, tamam süt içmeyeceğim deriz. Bu derin bir vazgeçmedir aslında ama ulaşılamadığı durumda ortaya çıkar. Ama ona sahip olduğumuzda doğal olarak onu isteriz. Dolayısıyla bunun da ruhani bir tarafı yoktur. Bu yüzden sadece vairagya değil, abhava vairagya’dır.
Üçüncüsü prasava vairagya’dır. Bir kadın hamileyken iğrenme hisseder, sancıların ızdırabı ona korkunç hissettirir. Sancılar yüzünden hayat anlamsız görünür ve zihin hep üzüntü yaratır. Ama bu da diğer vairagya’lar gibi geçicidir. Çünkü acı geçtiğinde, eskiden acı çekmiş olduğunu anımsasa dahi artık rahatlık ve memnuniyet vardır.
Bunların hepsi de yoganın bizden istediği vairagyadan farklıdır. Burada önemli olan objenin kendisi değildir, objeye karşı geliştiriken tutumdur. Bir hırsızın veya bir cimri altına karşı açgözlüdür. Ama bir çocuk için altın bir şey ifade etmez. Çünkü onun için altın değeri taşımaz. Altın ise kendi başına altındır, ister bir çocuğun ister bir cimrinin ister bir hırsızın elinde olsun. Aynı objedir, karekteri değişmemiştir. Değeri aynıdır. Bir bebeğin altına gösterdiği tepki ile bir hırsızın veya cimrinin tepkisi farklıdır.
Objelerin doğası zihin üzerinde bir etki bırakır şüphesiz ancak her ne kadar ilgi çekici olsa da bu nesneler, yoga, nesnelerin varolan durumlarıyla içsel uyum halinde olmayı gerektirir. Yoga, dünyanın değişmesi dönüşmesi gerektiğini söylemez, bu gereksizdir. Gerekli olan varolan düzene kendi uyumunu katmaktır. Dünya tanrı tarafından düzeltilmek üzere yaratılmamıştır, tam da olması gerektiği gibi, bilgelikle yaratılmıştır. Tanrının vazifesi de dünyayı düzeltmek değildir. Tanrının yarattığı şeyi herhangi bir insanın veya insan grubunun düzeltebileceği düşünmek de beyhudedir. Tanrının bilgeliğini kabul etmek demek, yarattığı her şeyin belirli bir düzeni olduğunu ve bu düzenin doğru olduğunu kabul etmek demektir.
Yoga, kozmik düzene uyum sağlamak için bireysel dönüşümü amaçlar. Kozmik düzen değişmez. Tanrının yarattığı şey değişmez, insanların yarattığı şeylerin değişmesi gerekir.
“Yeterli” duyusu geliştirilmelidir. Bir şeye sahip olmadığımız için değil, bir şeyi elde edemediğimiz için değil, dışarıdan bir tehdit oluştuğu için değil, sadece o şeye ihtiyaç duymadığımız için, yeteri kadar şeyimiz olduğu için.
Eski bir Vedanta tekstinde şöyle geçer; Dünyaya hakim olan bir imparatorun herhangi bir arzusu yoktur. Çünkü arzulayacak bir şey yoktur onun için, isteyebileceği her şeye sahiptir. Dünya ayakları altındadır. Başka ne arzulayabilir ki?  Zaten dünyaya hükmetmektedir. Peki ya bütün dünya onun ise, bir bilgeye ne kalır? Bir bilgenin de herhangi bir arzusu yoktur. Ama onun sebebi başkadır. Bilge de imparator da her şeye sahiptir. Önemli olan sizin hangi açıdan baktığınızdır, bilge mi imparator mu?


B.K.S. IYENGAR - LIGHT ON PRANAYAMA - Tercüme

Tanrıyı anlatmak ne kadar zorsa, pranayı anlatmak da o kadar zordur. Prana evrenin tüm katmanlarının içine nüfus etmiş enerjidir. Fiziksel,  akılsal,  zihinsel, cinsel ve kozmik enerjidir. Titreşimde olan tüm enerjiler pranadır. Isı, ışık yerçekimi manyetizma ve elektrikte pranadır. Tüm canlılarda var olan ve tehlike anında tam güçle serbest bırakılan gizli veya potansiyel enerjidir. Tüm aktivitelerin itici gücüdür. Yaratan yok eden ve koruyan enerjidir.Hayat ruh güç canlılık,hareketlilik bunların hepsi pranananın bir şeklidir.

Upanişadlara   göre  prana yaşamın ve bilincin prensibidir. Öz(self-atman) ile eşittir ve gerçek özle birdir.Evrende var olan tüm canlıların yaşa enerjisidir.Doğumla var olur ve yaşamaya başlar.Ölüm anında bireysel nefes kozmik  nefese dönüşür.Yaşam çarkının merkezidir.Her şeyi barındırır.Yaşam veren güneşte bulutlarda, rüzgarlarda,toprakta ve maddenin tüm hallerinde nüfus etmiş haldedir.Varoluş ve var olmayıştır.Tüm bilgilerin kaynağıdır.Smkhya felsefesinde kozmik kişiliktir (puruşha).Bu sebeple yogi nefese sığınır.

Prana genellikle nefes olarak tercüme edilir. Ancak bu onun insan bedeninde ortaya çıkış şekillerinden sadece biridir. Eğer nefes durursa yaşamda durur. Kadim Hintliler bedenin tüm fonksiyonlarının hayat enerjisinin (prana - vayus) yaşam enerjisinin beş türüyle varolduğunu bilirler.Bunlar prana,  apana, samana, udana ve vyana dır. Tüm canlılarda var olan hayati, yaşamsal kozmiktir.Tanrı tektir, ancak onun bilgeliği farklı isimler alabilir bunlardan biride pranadır.

Prana göğüs bölgesinde hareket eder ve nefes alıp vermeyi kontrol eder. Atmosferdeki yaşam enerjisini içine çeker.Apana alt karın bölgesinde hareket eder.Meniyi, dışkıyı ve idrarı kontrol eder.Samana gastirik ateşi ateşler.Sindirime yardımcı olur ve abdominal organların uyum içerisinde çalışmasını düzenler. İnsan bedeninin tümüyle bütünleşir. Udana boğaz bölgesinde çalışır. Ses tellerini havanın ve besinlerin alınmasını kontrol eder.Vyana tüm bedene yayılmıştır.Damarlar ve sinirler araçılığıyla besinler ve nefesten alınan enerjiyi yönetir.

Pranayama da  parana-vayu alınan nefesle harekete geçer ve apana – vayu verilen nefesle hareketlenir.Udana enerjiyi alt omurlardan beyne doğru yükseltir.Vyana, parana ve apananın enerjileri transfer etmeleri fonksiyonu için gereklidir.

Upaprana olarak bilinen beş adet yardımcı bölüm daha vardır.Bunlar naga, kurma, krkara, devadatta ve dhanamjaya dır. Naga abdomenlerdeki  baskıyı geğirme ile rahatlatır. Kurma göz kapaklarının hareketlerini kontrol eder . Gözlere yabancı cisimlerin gelişmesini engeller.Ayrıca irislerin boyutlarını ışığın görüş için gerekli olan ışığı düzenleyerek kontrol eder. Kırkara cisimleri nasa yollarına girmesini engeller.Hapşurma ve öksürme kontrol eder.Devadatta esnemeye sebep olur ve  uyku verir.Dananjaya balgam üretir.Ölümden sonra bile bedenin nemlenmesini sağlar.Cesetin  bazen şişmesine sebep olur.

Ayurveya göre 3 beden tipinden biri olan vata, prananın bir diğer adıdır.Yoga metinlerindeki prana açıklaması charaka samhita daki vata açıklamasıyla aynıdır.Prananın fonksiyonunun algılanabilir tek dışa vurumu içsel enerji  tarafından aktife edilerek solumaya sebep olan ciğerlerin hareketidir.

Chitta ve Prana
Chitta ve prana sürekli ilişki içerisindedir.Chittanın olduğu yerde pranada vardır.Prananın olduğu yerdede prana vardır.Chitta iki itici güç tarafından yönetilen bir araca benzer.Bunlar prana ve vasanadır(tutku).Daha güçlü olan yönde yer alırlar.Bir topun yere değip sıçraması gibi sathaka da prana ve chitta’ nın hareketiyle hareketlenir.Eğer nefes galip gelir ise arzular ve duyular kontrol altına alınır ve zihin sabitlenir eger tutkuların gücü galip gelirse nefes dengesizleşir ve zihin ajite olur .
Hatha yoga prapıdika üçünçü bölümünde swatmarama derki  nefes ve prana durgun olduğunda cittada durgundur. Meni boşaltımı olmaz.Sathakanın canlılığı arttığında kişiurthva-retas(meni yükselmesi) aşamasına geçer.Cinsel enerjisini yükselten kişinin chittası saf bilinçle buluşur.
Pranayama
Prana nefes, solunum, yaşam, canlılık, enerji ve güç demektir.Çoğul kullanıldığında hayati yaşamsal nefesleri veya prana – vayus tan oluşan enerji akımlarına tekabul eder.Ayama gerilme, uzama , genişleme, düzenleme, kısıtlama ve kontrol anlamına gelir.Bu bağlamda pranamaya nefesin uzatılması ve kısıtlanması anlamına gelir.Siva samhita  bu duruma vayusadhana yani nefes pratiği der.Patanjalinin yoga sudralarında pranayama: nefesin sıkı yapılanmış bir postürde kontrollü alımı ve dışa akımı olarak açıklanır.

Pranayama solunum organlarını kısıtlı ritmik ve yoğun bir şekilde genişletip hareket ettirme tekniklerinden oluşan bir sanattır.Alınan nefesin(poraka) uzun ve sürdürebilir akışını, nefesin verilmesini  ve tutulmasını (kumbaka) içerir.Purakha sistemi uyarır.Rechaka kirlenen havayı ve toksinleri içeri atar.kumbaka  enerjiyi beden içerisine dağıtır.Hareketler ve göğüs kafesinde  ciğerlerde, yatay genişlemeyi (dairghya) , dikey yükselmeyi (aroha) ve çevresel uzamayı (visalata) içerir.  Solumanın bu şekilde disipline edilmesi zihnin konsantrasyonuna yardımcı olur ve sathaka nın güçlü sağlığa ve uzun yaşama ulaşmasına sebep olur.

Pranayama bedeni ve ruhu birleştiren otomatik bir nefes alışkanlığı değildir sadece.Oksijenini disiplinli tekniklerle alınması sonucunda sathakanın bedeninde süptil kimyasal değişiklikler oluşur.Asana uygulamaları prananın akışını engelleyen kısıtlamaları ortadan kaldırır.Pranamaya uygulamaları da prananın beden içindeki akışını düzenler.Bu şekilde sathakanın düşünceleri, arzuları ve hareketleri düzenlenir.Kendinin efendisi olmasını sağlayacak olan dengelilik ve heybetli gücü sağlar.

Tercüme: Aslı İba Duran

OSHO'DAN SAĞLIK ÜZERİNE NOTLAR


Patanjali** için hastalık “rahat-sızlık” anlamına gelir. İçsel biyoenerjinin ritmik olmayan bir biçimidir. Akupunkturda beden üzerinde biyoenerjinin fiziksel bedene temas ettiği yedi yüz nokta keşfetmiştir. Bu yedi yüz nokta bedenin her yerindedir. Elektriğin bir daire içinde akmadığı her yerde, bu yedi yüz nokta arasında bir boşluk vardır, bazı noktalar artık çalışmıyor, bazı noktalardan artık elektrik akmıyordur, orada bloklar vardır, elektrik kesilmiştir, daire bozulmuştur. İşte hastalık böyle ortaya çıkar. Akupunktur, herhangi bir ilaç, tedavi olmadan, biyoenerjinin daire içerisinde akmasına izin verdiğin taktirde, hastalığın yok olacağına inanmaktır.

Hala prana enerjinin içindeysen çok uzaklara gidemezsin. Hastalık etrafını bir bulut gibi sarmışken nasıl uzaklara gidebileceksin ki? Daha derin krallıklara gidemezsin. Düşük bir enerji seviyesiyle uzaklara nasıl gidersin? Tanrıya nasıl ulaşırsın? Zira Patanjali için Tanrı en uzak noktadır, bunun için çok enerji gerekir. Sağlıklı bir beden, sağlıklı bir zihin, sağlıklı bir varlık gerekir. Bunun için belirli bir sağlık gerekir. Hintlilerin sağlık için kullandıkları sözcük oldukça anlamlıdır. “Swasthya” Bu sözcüğün anlamı “kendin olmak”, “merkezde yoğunlaşmak” anlamına gelir. Bir bütünsen sağlıklısın demektir ve bir bütünsen aynı zamanda kutsalsındır. İnsan kendini bir bütün olarak hissettiğinde bedensel enerjisi bir daire biçiminde akar. Daire dünyadaki en mükemmel şeydir. Mükemmel bir daire tanrının sembolüdür. Enerji harcanmamaktadır. Sürekli ve sürekli dönen bir tekerlek gibi hareket etmeye devam eder, kendi kendini devam ettirir.

Geleceğe doğru ilerlemediğin ve geçmişe doğru hareket etmediğin taktirde, kendi içinde hareket etmeye başlarsın- çünkü varlığın burada ve şimdidedir, gelecekte değildir. Şu anda burada ve şimdidesin ve bu gerçekliğe girebilirsin.

Disiplin nedir? Disiplin, içinde bir düzen yaratmak demektir. Şu andaki halinle bir kaossun. Şu andaki halinle tam bir düzensizliksin. Disiplin var olma kabiliyeti, bilme kabiliyeti, öğrenme kabiliyeti anlamına gelir. Yoga’nın disiplini seni kendi kendinin efendisi yapma çabasından oluşur. Şu andaki halinle sadece birçok arzunun kölesisin. Birçok efendin var ve sen de sadece bir kölesin – ve birçok yöne çekiliyorsun.

Yoga duruşları, asanalar, gerçekte herhangi bir fizyolojik eğitim türüyle ilgili olmayıp, varoluşun –hiçbir şey yapmadan, hiçbir hareket göstermeden, herhangi bir faaliyette bulunmadan, sadece olduğun gibi kalarak- var olmanın içsel eğitimiyle ilgilidir. Olduğun gibi kalmak, bir merkeze yoğunlaşmana yardımcı olacaktır.

Bilimsel bir yaklaşımın bedenle başlaması gerekmektedir. Önce bedenin değişmelidir. Bedenin değişirse, nefes alış verişin de değiştirilebilir. Nefes alış verişin değiştiğinde, düşüncelerin değiştirilebilir. Ve düşüncelerin değiştiğinde, sen de değiştirilebilirsin.

Var olanlarda en göze çarpan bedendir ve en göze çarpmayan zihindir. Göze batmayandan başlama, çünkü bu daha zor olacaktır. Belirsizdir, yakalayamazsın. Bedenle başla. Yoga bu yüzden beden duruşlarıyla başlar. Günlük yaşamda tetikte olmadığımız için, zihinde belirli bir huzursuzluk hissettiğinde, bununla bağlantılı belirli bir beden duruşuna sahip olduğunu fark etmemiş olabilirsin. Öfkeliysen rahat oturabiliyor musun? – İmkansız. Öfkeliysen, beden duruşun değişir, dikkatli olduğunda beden duruşun değişir, uykulu olduğunda beden duruşun yine değişir.

Tamamen sessiz olduğunda Buddha*** gibi oturur, Buddha gibi yürürsün. Buddha gibi yürüdüğünde, kalbinin içine karışan belirli bir sessizlik hissedeceksin. Buddha gibi yürüyüşünle sessiz bir köprü yaratılır. Bir Buddha gibi bir ağacın altına otur. Sadece otur, sadece bedeninle: Aniden nefes alış verişinin değişeceğini göreceksin – daha rahat, daha uyumlu olacaktır. Nefes alış verişin uyumlu ve rahatsa, zihninin de daha az gergin olduğunu hissedeceksin. Daha az düşünce, daha az bulut, daha fazla yer ve daha fazla gökyüzü olacaktır. İçeride ve dışarıda bir sessizlik hissedeceksin, akıp giden.


*Osho: 1931-1990 yılları arasında yaşamış Hint’li mistik spiritüel guru.
**Patanjali: M.Ö. 400 – M.S. 200 arasında Hindistan’da yaşadığı tahmin edilen, yoga uygulaması üzerine çok önemli aforizmaları içeren Yoga Sutra’ların yazarı.

***Buddha (Gotama Buda, Sidarta): MÖ 563-483 arasında Hindistan'da yaşadığı tahmin edilen ruhani öğretmen ve Budizm'in kurucusu.

OBEZİTE VE YOGA


Yoganın obezite üzerindeki etkileri konusunda yapılan bazı bilimsel çalışmalar

Yoga Biyomedikal Güven Araştırması – Londra- 3000 kişilik araştırmada obez katılımcıların %74’ü yogayı zayıflamak konusunda yardımcı olarak görmüşlerdir.

Dr. Alan Kristal-Fred Hutchinson Cancer Research Center-Seattle- 15000 sağlıklı kadın ve erkek 53-57 yaş aralığında, 132’si minimum 4 yıldır düzenli yoga yapan. Obez olup düzenli yoga yapmış olanlar ayda ortalama 2,5 kilo verirken, obez olup yoga yapmayanlar ortalama 6,5 kilo almışlardır.

Dr. Anand Shetty- Hampton University-60 fazla kilolu ergen iki gruba ayrılmış, bir grup düzenli yoga yapmaya başlamış, kontrol grubu rutinlerine devam etmiş, herhangi bir beslenme programı uygulanmamış her iki gruba da, yoga grubu haftada 4 gün 40 dakika pranayama ve asana pratiği yapmış. 12 hafta sonunda yoga grubunda ortalama 3 kg eksilme görülürken diğer grupta hafif kilo alımı ölçülmüş.


Lifestyle Heart Trial-Dr. Dean Ornish-440 kişi, asana,pranayama,meditasyon,az yağlı diyet, yürüme,destekleyici grup toplantıları içeren programa katılan grup ilk yılın sonunda ortalama 11 kilo kaybı görülürken, aynı beslenmeyi uygulayan ama yoga yapmayan kontrol grubu 1,5 kilo almıştır. Yoga grubu 5 yılın sonunda kilosunu korumuştur. 

DENGE


Yoga yapmak bir müzik enstrümanı çalmayı öğrenmek gibidir. Ne kadar uzun süre çaba sarf eder, ne kadar çok pratik yaparsanız, kazanımınız da o kadar fazla olur.

Yoga tamamen denge ile ilgilidir. Birçoğu yoganın esneklik ile ilgili olduğunu düşünür ancak yoganın birincil amacı fiziksel esneklik değil, dengedir. Yoga yapan kadınların çoğu esnektir ama güçsüzdürler. Erkekler ise daha çok güçlülerdir ancak esnek değillerdir. değil, dengedir. Yoga yapan kadınların çoğu esnektir ama güçsüzdürler. Erkekler ise daha çok güçlülerdir ancak esnek değillerdir. Kimileri dermansız hissederler, kimileri ise motivasyon güçlüğü çekerler. Bazı öğrenciler gevşemekte zorlanırlar. Yoga pratiği, neye ihtiyacınız varsa ona meydan okumanızı sağlar, eksik yönlerinizi güçlü yönlerinize dönüştürmeye yardımcı olarak daha dengeli bir insan olmanıza olanak tanır. Asana pratiği kendi başına denge demektir çünkü birçok farklı kategoride pozlar içerir. İdeal olanı, eğer beden sağlığınız müsaade ediyorsa, pratiğiniz, rahatlama ile dengelenen güçlü pozları içermelidir. Bunun için Şavasana ile biter dersler. Aynı şekilde asanaları pranayama, meditasyon, rehberli görselleme veya mantra gibi diğer tekniklerle de dengeleyebilirsiniz.

Yoganın sağlığa katkıda çok güçlü bir araç olmasının sebeplerinden biri, SİZin yapıyor olmanızdır. Başkalarının rehberliğinde bir noktaya ulaştıktan sonra çalışmayı tamamen siz yaparsınız, aksi mümkün değildir. İster konvansiyonel ister alternatif şifa söz konusu olduğunda, iyi bir şifacı, hastayı kişisel sağlığı ile ilgili sürece dahil edendir. Öngörülen tedaviye ek olarak yoga, yürüyüş, beslenme şekli değişikliği veya günlük tutmak gibi ilave tedbirler önerendir. Bunlar, pasif olarak ilaç kullanmanın veya ameliyat olmanın yapamayacağı şekilde sizi güçlendirir. Kişisel sağlığınız ile ilgili sorumluluk almak, sadece hislerinizi geliştirmekle kalmaz, iyileşme şansını da yükseltir.


Yoga pratiği sayesinde beden farkındalığınız yükseldikçe, algılarınıza güvenmeyi de öğrenirsiniz. Bedeninizle ilgili geri beslemelerde bulunarak, sağlığınız ile ilgili fakındalıklar kazanırsınız. Bu da kendiniz için iyi kararlar almanızı sağlar.

YOGA BİYOMEDİKAL GÜVEN ARAŞTIRMASI - Tercüme


*35-60 yaş aralığında, bir yıl süresince haftada iki saat yoga yapmış olan 3000 kişi üzerinde yapılan araştırma sonuçlarıdır.

Yoga ile Gelişme Kaydedilen Durumlar
Medikal Durum
Hasta Sayısı
Yoga İle İyileşme Oranı
(%)
Alkolizm
26
100%
Anksiyete
838
94%
Artrit ve Romatizmal Bozukluklar
589
90%
Astım veya Bronşit
226
88%
Sırt Ağrıları
1142
98%
Kanser
29
90%
Diyabet
10
80%
Düedonal Ülser
40
90%
Kalp Hastalıkları
50
94%
Hemoroid
391
88%
Yüksek Kan Basıncı
150
84%
Uykusuzluk
542
82%
Menapoza Bağlı Problemler
317
68%
Migren
464
80%
Nerolojik ve Neromuskuler Hastalıklar
112
96%
Obezite
240
74%
Mensturasyon Sendromu
848
77%
Sigara Bağımlılığı
219
74%
Kaynak:(Yoga As Medicine, The Yogic Prescription For Health And Healing, Timothy McCall – The Yoga Biomedical Trust, London)