YOGA FOR WEIGHT LOSS?


Yoga for Weight Loss?



This is the question I hear constantly ever since I started yoga. Because people who know me before can not recognise me now. Those who newly know me, they do not believe when they hear about ex me or when they see my ex photo. So they ask; you are how you are now because of yoga? It is easier to think for them to think that a magical wand turned me into. Actually all was easier for me too even I can not imagine. I will tell a little bit but everything doesn't started with yoga. Yoga is in the last 3 years of my life that I’ve started to change four years ago.

Yes, yoga helps you lose weight, and no, yoga doesn't help you lose weight.

Yes, I lost weight via yoga, those yogic approaches I’ll mention here helped me to lose weight. And no, I did not lost weight via yoga, because for that I changed my life. Yoga helped me through this way and eventually yoga itself became the way. I quit my job. I removed all those people, all habits, all my choices that created stress at my body and my soul. I cut out all those wounds clearly with a knife. I didn't go to anywhere that I did not want to go. I did not see anyone that I did not want to. During this time not only physical and mental excess, I get rid of all unnecessary stuff at home, throw away all missing, incomplete, pending, stored items from the rooms of my brain and rooms of my home. I read each source I found, I asked, I searched. Tried different techniques. I still continue to do these. Now even though I eat everything as much as I want, I keep on losing weight. 

Yoga never promises you to lose specific amount of pounds in a specific time, or tightening a few centimetres in a while. 

Yoga holds you a mirror. If you look at and see what you look, that may count as a first step on slimming. You may not like what you see. That doesn't matter. You do not even have to like. Only be aware of. It is what it is. You may not be ready to take a step. If so, do not force yourself, leave it there. Is not it all about those enforcements? Forcings, restrictions, limitations, deficincies, prohibitions.. All those become to a huge pool of stress that you get drown. There life turns to a torture, you suffer instead of living to be happy. There you find yourself eating to be happy. Sometimes obsessions occure for a spesific food or beverage. Mind attaches itself to one of this and as much as you consume, happiness hormones spread out at superficial layers. There is no any difference between eating chocolate when you are sad and smoking. There is no any difference between feeling hungry unless you eat meat and being a drug addict. There is no difference between saying I can not live without drinking tea or can not start a day without drinking coffee and being an alcoholic. 

Be aware. 

Step back and look at the mirror. 

If you can not see, ask someone’s help to show you. 

Unless you figure out what you see, unless that thing becomes your part, keep looking. 

See that, what are you obsessed with?

Which idea that you can not leave? 

What are gnawing away at the back of your mind?

See what your attachments are. 

See that losing weight is an obsession.

You are what you are.

First of all know this.

You are what your mother is.

You are what your father is. 

All those idee fixes are traps of your mind to run away from truths that it doesn’t want to see.

The mirror of yoga does not only shows you your face. It lightens all over your body. Have you ever listened your body, listened to what it says? Ever? Did you ever be able to notice that the body itself is clever than the mind that you assume it as free will?

Yoga practises and mediation in particular may hold the greatest opportunity to study yourself and your relationship to food and body weight. As your awareness on your body rises, your awareness on nutritioning will rise too.

Do not search answers far away, begin from the closest, the easiest place you can manipulate; your body.

Number of calories you burn on yoga mat will be your profit.

Practise yoga if it makes you happy. Not because of obligations. Not because of the fact that you’ve paid for it. Not because of the fact that you have to finish the job you’ve started.

Because of stress’s role in overeating and in the formation of fat, yoga’s proven ability to fight stress and lower cortisol levels is another aspect of its effectiveness as an aid to weight loss.

To find out how stress seized your life, look at your best friend’s life and her problems. Be sure that you have the same. You may choose to take steps together to support each other.

As you refine your ability to tune in to your bodily sensations, you may notice when you are not hungry but simply eating out of habit or emotional needs.

Differentiate. Distinguish your choices and other’s choices for you. If you are happy to live other’s choices, than change them with little touches to make them yours. Otherwise trust your own experiences most.

Meditation can help you respond differently to hunger pangs by teaching you to observe the sensation before reacting to it.

What are you really hungry for? To be loved? To be hugged? To say sorry? To forgive? To be forgiven? One or all, but believe me you are not hungry to eat.

Breathing techniques (pranayama) provides physical and mental purification. Beginning to practise yoga itself is kind of a detoxification.

It is not going to be easy. Are there anything in your life ever been easy?

Do not begin to practise to lose weight. Begin yoga to help you to begin lose weight. Begin yoga to begin to change your mindset, to begin to change your perspective. 

I will be around to assist.













YOGA ZAYIFLATIR MI?


Yoga Zayıflatır mı?




Zayıflamaya ve yogaya başladığımdan beri en çok duyduğum sorulardan biri.. Çünkü yogadan önceki halimi bilenler beni şimdi tanıyamıyorlar. Beni şimdi tanıyanlar da yogadan önceki halimi duyunca ve görünce inanamıyorlar. Onun için hemen soruyorlar, yoga ile mi böyle oldun? Sihirli bir değneğin beni dönüştürdüğünü düşünmek sanırım bir çoğu için daha kolay. İnanın benim için de hiç düşünemeyeceğim kadar kolay oldu aslında. Biraz bahsedeceğim ama her şey yoga ile başlamadı. Dört yıl önce değiştirmeye başladığım hayatımın son üç yılında var yoga.

Evet, yoga zayıflatır ve hayır, yoga zayıflatmaz.

Evet, ben yoga ile zayıfladım, burada bahsedeceğim yogik yaklaşımlar yoga ile zayıflamama yardımcı oldu. Ama hayır, ben yoga ile zayıflamadım, ben bütün hayatımı değiştirdim. Yoga bu yolda bana yardımcı oldu ve sonrasında yoga yolun kendisi oldu. İşim, tanıdığım insanlar, yaptığım seçimler, alışkanlıklar gibi bedenimde ve ruhumda stres yaratan bütün kaynakları hayatımdan çıkardım. Bir bıçakla keser gibi gayet keskin ve net bir şekilde yaptım bunu. İstemediğim hiçbir yere gitmedim, sevmediğim hiç kimseyle görüşmedim. Bu süreçte sadece bedensel ve zihinsel fazlalıklardan değil, evimdeki bütün fazla eşyadan da kurtuldum. Eksik kalmış, tamamlanmamış, bekleyen, saklanan ne varsa çıkardım evimin ve beynimin odalarından. Bu süreçte bulduğum her kaynağı okudum, araştırdım, sordum. Değişik teknikleri denedim. Bunları hala uyguluyorum. Ve istediğim her şeyi istediğim kadar yememe rağmen hala zayıflıyorum.

Yoga hiçbir zaman şu kadar sürede şu kadar kilo kaybı veya sıkılaşma vaat etmez.

Yoga size bir ayna tutar. Eğer bakarsanız ve baktığınız şeyin ne olduğunu görürseniz zayıflama yolunda bir adım atmış olursunuz. Aynada gördükleriniz hoşunuza gitmeyebilir, hoşunuza gitmesi veya gitmemesi de gerekmiyor zaten. Sadece farkına varmanız yeterli. Ne ise o. Bir adım daha atmaya hazır olmayabilirsiniz, o zaman bırakmalı, zorlamaya hiç gerek yok. Zaten başınıza ne gelirse bu zorlamalardan gelmiyor mu? Zorlamalar, kısıtlamalar, sınırlamalar, eksiklikler, yasaklar… Öyle büyük bir stres havuzuna dönüşüyorlar ki, yaşamın kendisi mutlu olmak için bir sebepten eziyete dönüşüveriyor. Orada kendinizi mutlu olmak için yemek yerken buluyorsunuz. Bazen takıntılar gelişiyor, belirli bir yiyeceğe veya içeceğe karşı bağımlılık yaratıyor zihin ve tükettikçe yüzeyde anlık mutluluk hormonları salgılanıyor. Üzüldüğünde çikolata yemek ile sigara tiryakisi olmak arasında hiçbir fark yok. Et yemeden doymuş hissetmiyorum demekle eroin bağımlısı olmak arasında hiçbir fark yok. Çay içmeden yaşayamam, kahve içmeden güne başlayamam demekle alkolik olmak arasında hiçbir fark yok.

Fark edin.

Geri çekilin ve aynaya bakın.

Siz göremiyorsanız bir başkasından size göstermesini isteyebilirsiniz.

Ta ki gördüğünüz şeyin ne olduğunu anlayıncaya, o şey tamamen size dönüşünceye kadar bakın.

Neyi takıntı haline getirdiğinize bakın.

Hangi fikirden kurtulamıyorsunuz bir türlü?

Dönüp dolaşıp içinizi kemiren şey ne?

Takıntılarınızı görün

Zayıflama takıntınızın farkına varın.

Siz ne iseniz osunuz.

Önce bunu bilin.

Anneniz ne ise, siz osunuz.

Babanız ne ise, siz osunuz.

Takıntılar, zihnin görmek istemediği şeylerden kaçmak için geliştirdiği tuzaklar..


Yoganın aynası sadece yüzünüzü göstermez. Bütün bedeninize ışık tutar. Bedeniniz size ne söylüyor? Hiç dinlediniz mi? Bedenin kendi zekasının bizim özgür irade zannettiğimiz şeyden daha zeki olduğunu hiç fark ettiniz mi?

Bu süreçte içe dönük bir uygulama olarak yogayı, bedeninizle, yiyeceklerle ve vücut kilonuzla ilişkiniz üzerinde çalışmanız için bir fırsat olarak kullanabilirsiniz. Bedensel farkındalığınız arttıkça beslenme ile ilgili farkındalığınız da kendiliğinden artacak.


Çözümü uzakta aramayın, en yakın olan yerden, en kolay müdahale edebileceğiniz yerden, bedeninizden başlayın.

Matın üzerinde harcadığınız kaloriler yanınıza kar kalacak.

Mutlu olmak için yoga yapın. Zorunluluklardan dolayı değil. Parasını verdiğiniz için değil. Başladığınız işi bitirmeniz gerektiği için değil.

Stresin aşırı yeme ve yağ oluşumuna doğrudan katkısı olduğu biliniyor. Bunun karşısında yoga stres azaltıcı, dolayısıyla stres hormonu kortizol seviyesini düşürücü etkisi devreye girecek.

Stresin hayatınızı nasıl ele geçirdiğini görmek için sadece en yakın arkadaşınızın hayatını ve dertlerini görmeniz yeterli. Sizinkinin de onunkinden bir farkı yok. O arkadaşınız ile atın değiştirmek istediğiniz yöndeki ilk adımlarınızı, birbirinize destek olun.

Bedensel duyularınız rafine oldukça ve dengelendikçe, aç olmadığınız halde sadece alışkanlıktan veya duygusal ihtiyaçlardan yediğinizi fark edeceksiniz. Böylece fiziksel yeme ile psikolojik yeme güdülerini ayırt etmeye başlayacaksınız.

Ayırın. Size ait seçimleri ve başkalarının sizin için yaptığı seçimleri birbirinden ayırın. Ayırımına vardığınız şey sizi mutlu ediyorsa dahil edin hayatınıza ufak dokunuşlarla değiştirerek de olsa, aksi halde kendi tecrübelerinize daha çok güvenin.

Meditasyon, açlığa tepki göstermeden önce bu hissi gözlemlemeyi öğreterek açlık karşısında farklı tepkiler göstermenizi sağlamaya yardımcı olur.

Ayırımına varın. Gerçekten neye açsınız? Sevilmeye mi, kucaklanmaya mı, özür dilemeye mi, affetmeye, affedilmeye mi? Bunlardan biri veya hepsi ama inanın yemeğe aç değilsiniz.

Nefes teknikleri, bedensel ve zihinsel arınma sağlar. Yogaya başlangıç süreci aynı zamanda bir detoks etkisi gösterir.

Kolay olmayacak. Kolay olan bir şey oldu mu şimdiye kadar?

Zayıflamak için yogaya başlamayın. Zayıflamaya başlamanıza yardımcı olsun diye yogaya başlayın. Zihin yapınızı, düşünce şeklinizi değiştirmeye başlamanıza yardımcı olsun diye yogaya başlayın.

Yardımcı olmak için buralarda olacağım..

KAYALARI UZAKLAŞTIRMAK

Evren aradığımız cevapları bulalım diye her yolu deniyor. Her yandan çeşitli biçimlerde bize bilgi yağıyor. Oysa biz evrenle uyum içinde yaşamaya yanaşmayarak o bilgiyi engelliyoruz. Sahip olduğumuz dengesizlikler saymakla bitmez. Bu dengesizlikler hayat ırmağının yatağındaki kayalar gibidir. O kayalar bize akan bilgiyi engeller. 

Kayaları uzaklaştırın, göreceksiniz ki cevaplar bir anda karşısınızda beliriverecek. Daha doğrusu, en önemli soruların cevapları zaten içimizde. Tek yapmamız gereken görmeyi öğrenmek, bedenin dilini anlamak, cevapları dinlemek ve evrenin bize gösterdiği yolu izlemek..
(Iyengar)

KUTSAL YASA

Divine Law is honoring harmony

that comes from a peaceful mind, an open heart, a true tongue, a light step, a forgiving

nature, and a love of all living creatures. Honor the past as your teacher, honor the

present as your creation, and honor the future as your inspiration.


Kutsal yasa; huzurlu bir zihin, açık bir yürek, dürüst bir dil, hafif bir adım, bağışlayıcı bir doğa ve tüm canlılara duyulan sevgiyle gelen uyuma itibar etmektir. Geçmişi öğretmeniniz, mevcut zamanı eseriniz ve geleceği ilham kaynağınız olarak onurlandırın.


ERGEN YOGASI

Ergenlikte Yoganın Faydaları

Ergenlik ve gençlik döneminde çocukların vücutlarında kimyasal ve fizyolojik büyük değişiklikler meydana gelir. Aynı zamanda çocukların enerji seviyeleri de gelişir ve daha aktif hale gelir. Enerjilerdeki bu ani değişiklik dengesizliklere neden olur. Vücut kimyası ve fizyolojisindeki değişim onların zaman zaman isyankar olmalarına ve ruh hali değişikliklerine neden olur. Düzenli olarak yoga yapıldığında enerjilerde bir denge sağlanır, manevi değerler ve kişilik olarak daha sağlıklı ve güçlü çocuklar olurlar. Bu durumda hem fizik beden hem de akıl bedenleri için yarar sağlar.

Yoga filozofisine göre, sağlıklı bir omurga yapısı aklın sakinliğine yol açar. Yoga omurganın iki yanından çıkıp bedeni saran sinirleri stimüle etmek için tasarlanmıştır. Omurgayı twist (büken kıvıran) ettiren ve öne arkaya sağa ve sola eğen hareketler özellikle bunun için tasarlanmıştır. Bütün kategorileri ile oturarak, ayakta, sırt üstü ve yüz üstü yatarak yapılan yoga duruşları omurgayı oluşturan her bir omuru birbirinden hafifçe ayırır. Bu da omurlar arasında bulunan disklerin dolgunlaşmasına, buradaki kan akımının artmasına ve özellikle serebrospinal sıvı denilen beyin-omurilik sıvısının akımının rahatlamasına neden olur.

Erkek çocuklar özellikle ergenlik döneminde ağırlık çalışarak ya da farklı spor dallarında uğraşarak bacak ve kol kaslarını güçlendirirler. Ama çoğu zaman omurgaları son derece rijittir. Yaptıkları bu spor onların özellikle sırt kaslarının kasılmasına neden olur. Yoga tüm bedendeki kasları uzatarak omurganın daha esnek olmasını ve bedendeki oransızlığın aşılmasını, spor aktiviteleri sırasında çalışmayan kasların da çalışmasını sağlar. Çocuk Yogası ile kaslardaki uzatma çalışmaları başlarda zor gelebilir ancak zamanla daha esnek olunur ve hareketleri yapmak daha kolaylaşır.

Ergenlik çağındaki kız çocuklarının göğüsleri büyümeye başladığında, göğsün ön bölümündeki büyümeye ve ağırlık artışına bağlı olarak, omurgayı yerinde tutan sırt kaslarında zayıflama olur. Omurgada istenenin aksine öne eğilmede artma meydana gelir ki bu da anatomik yapının bozulmasına neden olur. Göğüs açıcı ve arkaya eğilme gibi yoga duruşları ile kollar, omuzlar ve sırt kasları güçlendirilir ve bedene göğsün ön bölgesindeki ağırlık artışına rağmen dengede kalması öğretilir.

İç organlardaki büyüme ve değişim, aşırı stimüle olmuş sinirler ve bazılarının diyet yapmak zorunda olması onların keyfini kaçırır. Yoga günlük streslere karşı organların daha sağlıklı olmasına yardım eder. Ruh hali değişimlerine ve büyümeye bağlı ağrılara ve aynı zamanda ergenliğe bağlı hormonal değişimlere bir denge getirmede yardımcı olur. Bu büyüme periodunda yoga, kasılmış kasların, tendonların ve ligamentlerin gevşemesi ve kemiklerin güçlenmesi için gereklidir. Bazı duruşlar mensturial krampları rahatlatır, enerji bloklarına bağlı baş ağrısı, sinüs problemleri, mide ve barsak sistemi irritasyonu ve sindirim sorunlarını rahatlatır.

POWER PLATE NEDİR?

Power Plate Master Trainer Murat Ertürk'den;
http://www.muraterturk.com.tr/

Power Plate Nedir ?

Yerçekimi nedeniyle hepimizin kütlesinin kilogram olarak tanımlanan bir ağırlığı vardır. Bu çekim gücüne karşı koyarak hareket eden insan vücudunda kaslar gelişir ve güçlenir. Tüm dünyada yaygın olarak kullanılan bu teknikte, Power Plate’in ürettiği vibrasyon, insan vücuduna bir enerji olarak yollanır.


Tercih edilen frekanstaki salınımlar vücut kaslarının gerilme yönünde uyarır. Uygulama süresince kaslar sürekli olarak gerilir/gevşer ve çalışır. 


Günümüzde birçok sporcunun antrenmanlarını üzerine ilave ağırlıklar takarak yapmasının nedeni de budur. Vücudun her bölgesindeki kaslar uygulamanın yapıldığı kısa süre içinde yoğun bir disiplin içerisinde çalışır. Power Plate kontrol panelinden seçilecek 40 Hz. salınım hızı ile kaslarımız saniyede 40 kez gerilir ve gevşer. Örneğin, 1 dakika bu salınım altında çalışan karın kaslarımız yüzlerce kez mekik hareketi yapmışcasına yorulur. 


Çalışma tamamlanıp dinlenmeye geçildiğinde, vücut kendini dengelemek için metabolizmayı ayarlar. Bu ayarlama ile vücudumuzun performans çizgisi yukarı çekilmiştir. 


Bir sonraki çalışmada vücut performansını bu yeni çizgiyi baz alarak yukarıya çekmeye çalışır. Vücudun performans arttıcı bu girişimine “supercompensation” denir. 


Power Plate’in kullanıldığı alanlar


Fizik Tedavi: Vibrasyon uygulaması kasları, kas dokusunu, kemik yapısını ve eklem bağlarını güçlendirdiğinden, eklem sakatlanması riskini azaltılır. Ayrıca bu bölgelerde görülen hasarların daha kısa süre içinde onarılmasını kolaylaştırır. 


Spor:Genelde uygulanan kas güçlendirici spor programları ile birlikte uygulandığında, kasların çok daha kısa sürede güçlenmesine yardımcı olur. Bunun yanısıra tek başına kullanıldığında benzer etkiyi görmek mümkündür. Günde sadece 10 dakikalık bir uygulama ile vücudun her bölgesindeki kaslar güçlenmektedir. 


Fitness: Geleneksel fitness (esneme/gevşeme) çalışmalarına uyum sağlayabildiği gibi, bu çalışmalarda ısınma ve soğuma programı olarak kullanılabilir. Step, Aerobics ve diğer fitness programlarından önce ısınma amacıyla kullanıldığında sporcuların ana çalışma programına ayıracakları zaman artmaktadır. 


Rehabilitasyon: Kas zafiyetini (atrophy) ve kas gevşekliğini (hypotonia) ortadan kaldırır, ağrıları azaltır, algılama sorunlarını (Proprioceptive disturbances) giderir. Tüm vücutta rahatlama yaratır. 


Medikal: Kan dolaşımını düzenler, kemik erimesi (osteopsis) bozukluklarının düzeltilmesine katkı sağlar.Çalışma esnasında kalp atış hızı sabit kaldığından vücuda ilave yük getirmez. 


Kozmetik: Vücutta sıvı birikmesini engeller, birikmiş sıvıların drenajına yardımcı olur. Serbest yağların parçalanmasını hızlandırır, en önemlisi kas yapısını geliştirdiği için bölgesel selülitleri giderir, vücudun sıkı bir dokuya sahip olmasına yardımcı olur, selülit oluşumunu engeller. Vücuttaki tonik dengesini ayarlayarak dokuların sıkılığını arttırır. 


Power Plate ile çalışmanın faydaları


- Esneklik kazandırır,

- Vücuttaki tüm kasların derinlemesine çalışmasını sağlar,
- Eklem sakatlıkları riskini minimuma indirir,
- Kan akışı ve oksijenlenmeyi arttırır,
- Hormanların daha yüksek düzeyde çalışmasını sağlar,
- Vücudun Patlama Gücü artar,
- Vücüt suyunun drenajını arttırır,
- Sırt ve bel ağrısını azaltır, bu bölgeleri güçlendirir,
- Selülit oluşumunu engeller, selüliti azaltır,
- Kemik yoğunluğunu arttırır,
- Kolajen üretimini arttırır,
- Zihinsel ve bedensel stresi azaltır. 

ÇOCUK YOGASI

ÇOCUK YOGASININ FAYDALARI


FİZİKSEL
1-Sinir ve salgı bezlerini stimule eder,iç organları düzenler.
2-Omurgayı, şekillenmeye başladığı bu dönemde biçimlendirmeye ve sağlamlaştırmaya yarar.
3-Kasları geliştirip-güçlendirir.Vücuda denge ve kuvvet kazandırır.
4-Esneklik kazanarak hem fiziksel aktivitelere kolaylıkla adapte olmayı sağlar,hem de sakatlanmalarını engeller.Vücutlarını tanımayı ve kontrol etmeyi öğretir.


ZİHİNSEL
1-Algısı artar.Dolayısıyla daha hızlı öğrenmeye başlar ve öğrenme konusunda motivasyonu artar.
2-Kendi özel yeteneklerini,yatkın oldukları konuları kolaylıkla fark edebilme özelliği kazanır.
3-Hayal gücü ve yaratıcılığı gelişir.
4-Konsantrasyon ve odaklanma özellikleri gelişir.
5-Başarıyı yarışma stresinden uzak bir şekilde de elde edebileceklerini öğrenirler.
6-Öz disiplini öğrenmesini sağlar ve çocuk bunu yoga asanalarında öğrendikten sonra yaşamının her yerinde kullanmaya başlar.


DUYGUSAL-SOSYAL
1-Kendine güveni artar.
2-Sevildiklerini ve sevebildiklerini hissederler.
3-İçlerindeki sessiz yerin,sıkıntı,karmaşa anında kendileri için orada olduğunu bilirler.Knedileriyle yüzleşmekten,sıkıntılarını sorgulamaktan çekinmezler.
4-Başkalarıyla birlikte eğlenmekten,vakit geçirip paylaşımda bulunmaktan keyif alırlar.Ve bu sayede takım çalışmasının fayda ve gerekliliğini anlarlar.
5-Yoga yaparken eğlenir ve kendilerini mutlu hissederler.
6-Empati yetenekleri artar.
7-Rekabet hissi azalır.
8-İçsel yönünü keşfettikçe kendini ifade edebilme yeteneği artar.


ÇOKLU ZEKA KURAMI VE YOGA
Herkes doğuştan sekiz farklı zekaya sahiptir. Bunlardan biri eksik olarak doğmaz.Bebeklikten başlayarak ilerleyen dönemlerde sosyal ve ailesel koşullar doğrultusunda çocuğun zekası ve yönelimleri değişmeye,gelişmeye ve körelmeye başlar.Ergenlik döneminde ise bu artık yavaş yavaş şekillenmeye başlama aşamasına gelir.Bu sebeple,çocuğu doğrudan bir zeka türüyle etiketlendirmeyip,eksi ve artılarını görerek buna yönelik çaba göstermesini sağlamak gerekir.Yoga çocuktaki bu sekiz zekayı gerek ortaya çıkarıp-tanımak,gerekse de geliştirmek açısından çok faydalıdır.
Bu sekiz zekayı sıralayacak olursak:
1-Sözsel-Dilsel
2-Mantıksal-Matematiksel
3-Görsel-Mekansal
4-Bedensel-Kinestetik
5-Müziksel-Ritmik
6-Kişilerarası-Sosyal
7-Kişisel-İçsel
8-Doğa zekası

ÇOCUK YOGASININ YETİŞKİNLERİN YAPTIĞI YOGADAN FARKI?
Peki çocuk yogasının yetişkinlere uygun görülen yoga tekniklerinden farkı nedir?Ya da neden farklı bir şey yaptırılması daha uygun görülmüştür? Bunlar için iki temel sebep gösterilebilir.


1)Fiziksel durumlarının yetişkinlerden tamamen farklı oluşu.Kas yapıları henüz yetişkinlere kıyasla çok çok az gelişmiştir ve bu sebeple güçsüzdürler.Bazı asanalarda sakatlanma ihtimalleri bulunur.Ayrıca hormonal yapıları ve salgı miktarları da yetişkinlerden farklıdır.Bu sebepten ötürü de ergenlik dönemlerinden önce bazı hormonları aktive eden,düzenleyen bir takım asanaları yapmaları veya o asanada uzun süre kalmaları sakıncalı olabilir.


2)Çocuğun yaşam enerjisi,mutluluk eşiğinin yetişkinlere kıyasla çok düşük olması,hayal gücü ve yaratıcılığının had safhada oluşu sebebiyle dersin işleyişi ve akışı yetişkinlerinkinden farklıdır.Çocukların tamamen sessiz kalıp-içe dönerek,hareketlerde uzun süre durması ve dikkatinin dağılmaması mümkün değildir ayrıca yaş olarak da sosyalleşmeye,takım çalışmasını öğrenmeye,uyum sağlayabilmeye ihtiyacı vardır.Çocuklara hayal güçlerini zorlayacak örneklerle,hayatı öğretmeye yönelik senaryolarla,birbirleriyle iletişimlerini güçlendirecek dramalarla yoga öğretmek onlara büyük fayda sağlayacak ve keyif verecektir.


7-11 yaş grubuna biraz daha yetişkinlere yönelik yoga derslerine yakın bir eğitime başlanmalıdır.Fakat takım çalışmaları devam etmeli ve hareketleri yapmaları için sıkı disiplin veya zorlamaya hala girilmemelidir.Sadece asanaları belirli sayılara yapabilme kabiliyetleri oluşur derse daha falza dikkat yoğunlaştırabildiklerinden ve de hayal güçleri çok gelişmiş halde olduğu için asanaların hayvanlara ve doğadaki diğer canlı ve nesnelere benzerliklerine dikkat çekildiği taktirde asanaları çok güzel uygulayabilmeye başlarlar.Dersler sınıf seviyesine göre 30-40 dk. sürebilir.Yeni başlayanlar için savasana gene 5 dk. ile başlanmalı sonra 10 dk. ya çıkarılmalıdır.

Özellikle de 10 yaşına kadar çocuklar çok alerjik ve hassas yapıdadırlar.Bu sebeple dersten hemen önce tütsü yakmak,kokulu mumlar kullanmak,göz yastıklarının içinde herhangi bir ot kullanılması çocukların alerjik durumunu artırabilir.
Çocukların yogadan en geç 1 saat öncesinde yemek yemiş olmaları önemlidir.



ADVAYTA YOGA, ZEYNEP AKSOY-DAVID CORNWELL

Zeynep Aksoy, David Cornwell, Advayta Yoga, Kayseride Yoga
www.advaytayoga.com


Yoga eğitmenlik eğitimi almaya karar verdiğim üç yıl öncesinden beri katılmaya niyet ettiğim Zeynep Aksoy'un eğitimi.. Hayatımıza kimin ne zaman ne şekilde gireceği, nerede neye vesile olacağı hiç belli olmuyor.
Büyük bir sürpriz ile, sonunda, Eylül'de başlıyorum eğitime..

Zeynep Aksoy ve David Cornwell ekolü Advayta Yoga'nın tanıtım videoları;


ADVAYTA YOGA-2, ZEYNEP AKSOY


ADVAYTA YOGA-1, ZEYNEP AKSOY

ÇAKRALAR - AVATAR

Avatar çizgi filminde çakra çalışması :)))


(https://pro-labs.imdb.com/title/tt0417299?d=tt_ovrview_contact)
(http://www.cnbce.tv/dizi/652-nickelodeon-kusagi)


HER ŞEY NASIL BAŞLADI?





Yoga yoluna girmeme sebep arkadaşım ile kahve içiyor ve boş zamanımızı değerlendirmek için ne yapsak diye konuşuyorduk. O daha önce denemiş İstanbul’da, aklına geldi, yoga yapar mısın, varmış Kayseri’de dedi. Hakkında hiçbir fikrim olmadığı halde yaparım dedim. Arayalım yoga merkezini bilgi alalım dedi, gidelim de görüşelim dedim. Kalktık, gittik, görüştük. 

Ertesi gün ilk yoga çalışmasına katıldık. On beş Eylül iki bin onbir. Haftada iki derse katılmak üzere üye olduk merkeze. 

Ders başlamadan en ön sırada yerimizi alırdık. Matımızın yanında; battaniye, göz yastığı, su matarası ve minik havlularımız ile. Doğru yoga kıyafetini bulmak da epey zamanımızı almıştı. Eh sonradan öğreniyorum tabi, gülerlermiş halimize.. Ben de gülümsüyorum şimdi keyifle hatırladıkça. 

Yoga derslerine katılmaya başladıktan bir hafta kadar sonra hocaya şöyle bir mail göndermişim, yoganın bende yarattığı hislerle alakalı;

“Yoga ile;

1.dersten sonra; nefes alış verişim düzene girdi. Derin nefes alıp vermenin rahatlatıcılığını keşfettim.

2. dersten sonra; bedenimin ve tüm uzuvlarımın rahatladığını hissettim.

3.dersten sonra; (Yin) bedenim çok fazla hafifledi, neredeyse bedenimi hissetmedim.

4.dersten sonra; bedenimdeki kemiklerin farkına vardım ve iskeletimin sağlamlığını keşfettim, yürürken ve ayakta dururken çok daha sağlam bastığımı fark ettim.

Genel olarak; uykum düzene girdi. Sabahları daha erken kalkmaya ve dinç bir şekilde uyanmaya başladım. Sabahları boynumda oluşan ağrı tamamen geçti.”

Haftada iki gün oldu haftada üç.. Yin yoga derslerine de katılmaya başladık.. Sonra bir de baktım kendimi yoga stüdyosuna ait hissediyorum. Derslerden sonra salonu toparlıyorum.. Kitapları karıştırıyorum.. Boş zamanlarımı orada geçiriyorum.. Araştırmalar yapıyorum, çeviriler yapıyorum.. Yoga ile uyanıp yoga ile yatıyorum.. Bulduğum bütün derslere giriyorum.. Hayatımın, bedenimin ve zihnimin bun denli değişeceğinden bihaber gidip geliyorum..

Yine sonradan öğrendiğime göre.. İlk başlarda yanımdaki matta olmak istemeyip, enerjimden kaçanlar mı istersiniz. Kimseyle selamlaşmadığım, asık suratla dolaştığım için hocaya laf edenler mi.. 

Zaman geçti.. matın üzerinde kan ter içinde kaldım.. ağladım.. güldüm.. eğlendim.. bir hayat yaşadım bir matın üzerinde..

Sonra bir gün karar verdim; eğer hayatımın geri kalanında bir iş yapacaksam, beni bu kadar mutlu eden yoga ile ilgili olmalı.. Ve eğitmenlik eğitimlerini araştırmaya başladım. İstanbul, Ankara, derken ve tam Zeynep Aksoy'un eğitimine katılmayı planlarken, Şerife hoca dedi ki ben açacağım eğitim! Ve bir dönüm noktası daha..

...

İlk staj dersimi on yedi ekim iki bin on iki’de vermişim. Ders sonunda katılımcılardan bir olumlu bir olumsuz yorum alıyorduk. İşte o yorumlar;

“Enerjin hiç düşmedi, hep bizimleydin, sevgiyi hissettim.

Derin gevşemede tutuk kaldın, dersteki gibi akıcı olabilirdi.

Isınma hareketleri olmadan hızlı başladık.

Sesin çok güzeldi.

Duruşlarda çok detay verirsen uzun süre kalmış olurlar, başlangıç sınıfındakiler için zor olur.

Her duruş bir sonrakine hazırlıktır, aralardaki ulamayı yapmayı atlama.”

....

Bugün yirmi mart iki bin on dört. Yoga yoluna gireli ikibuçuk yıl olmuş. Bir ben varmış gerçekten de benden içeri. Katman katman açılarak çıkıyor gün yüzüne.

Geldiğim noktada... Yogadan önceki halimi bilenler, şimdi beni tanıyamıyorlar. Beni yoga ile bilenler de önceki halimi başkalarından duyduklarında onun ben olduğuma inanmıyorlar.

Leslie Kaminoff’dan dinlemiştim, ona da Krishnamacarya söylemiş sanırım; “her öğrenci öğretmenin meditasyonudur”. Bu yolda yoluma çıkan herkes öğretmenim ve öğrencim oldu. Bu yola çıkmama aracı olan sevgili dostuma ve yolumu aydınlatan sevgili hocalarıma ve biricik desteğim aşkıma minnettarım.

IYENGAR YOGA EKOLÜ- Tercüme


B.K.S. Iyengar Kayseri Yoga


Iyengar Yoga Metodunu diğer metod yaklaşımlarından ne ayırır ? 

Birçok diğer sistemlerden Iyengar yoga metodunu ayıran şeyin ne olduğunu tartışırken şunlara dikkat etmek önemlidir ...
BKS Iyengar dünyaca ünlü yogi ve yoga hocasıdır. Kendisi Batı'ya yoga yı kazandırmış ve 2004 yılında Time Dergisi tarafından dünyanın en iyi en etkili 100 kişisinden biri seçilmiştir.
Iyengar metodu, ashtanga yolunun 8 uzvunu takip eden ( yama, niyama, asana, pranayama, Pratyahara, dharana, Dhyana ve Samadhi) hatha yoga’dır.
Iyengar’ın sistematize ve uluslar arası düzenlenen bir yoga uygulaması olmasındaki en önemli farklılıklar; bedenin doğru hizasına odaklanması , doğru postürleri elde etmek için bacak desteğini kullanması ve bedenin diğer bölgelerinden yararlanması , uzun duruşlar tutmaya yönelik çabası, gelişmiş teknikler kurularak pranayama ( yoga nefesi ) eklemesi ve ‘’meditasyonu’’ eyleme dökmesidir. 
BKS, (bir hayranı olarak ondan bahsetmeyi sevdiğim gibi) yoga çalışmalarına ve bu konuda ilerlemeye hayatını adamıştır.
Sekans ve zamanlama, Iyengar tekniğini tanımlayan en önemli özelliklerden bazılarıdır. 
Teknik; asana ve pranayama uygulamasını gerçekleştirirken nasıl uyum içinde, ince ayarlamalar yapıldığını öğrenmek demektir. 
Sekans ; Asana ve pranayama uygulamasının yapıldığı kalıba değinir. Örneğin, değişen duruşlar uygulandığı zaman zihinsel ve duygusal etkileri etkileyebilir. Sekanslama bir duruşun etkisinin yoğunlaştırılmasında bir bütünleyici olabilir.
Zamanlama; duruşlar ya da pranayama ( yoga nefesi ) için harcanan zamanın uzunluğunu ifade eder. Bir poz’un duruş içine taşınması ve dengeli hale gelmesi zaman alır. 
Zaman bize etkileri yoğunlaştırma potansiyeli ile fayda sağlar aksi takdirde kısıtlandığında ise faydaları azalır. Iyengar yönteminin kombinasyonu sistematize edilmiştir ve anatomik prensiplere dayanır. 
Her Asanada, bedenin her bir bölümü için doğru bir pozisyon bulunmaktadır, böylece hem bedenin her bir bölümü, hem de çeşitli fizyolojik sistemleri, en yüksek potansiyellerinde işlev görebilir. 
Iyengar yaklaşımı , pranayama uygulaması ile tanıştırılmadan önce , vücut, sinir sistemi ve akciğerleri güçlendirmek için en az iki yıl boyunca asana uygulaması yapılmasını önerir.
Bay Iyengar, yeni başlayanlarda, bir duruşu mükemmel yapmaya çalışırken aynı anda nefesine konsantre olmaya çalıştığında dengesini ve asana derinliğini kaybettiğini bulmuştur. 
Bir asanada metanet ve sükunet’e ulaştıktan sonra ancak Pranayama’nın ritmik nefes teknikleri ile tanıştırılmaya hazır olunur. 
Bu da Iyengar Yoga’da başka bir temel düşünceye yol açar ; ‘’Meditasyon Eylemi ‘.
BKS, bir performans duruşunda meditasyon uygulamasına odaklanır. İlk başta zihin bir kısımdan bir diğer kısma hareket eder, ancak eğitim ile zihin, aynı zamanda eşit olarak vücudun her yerinde absorbe olmayı öğrenir. Asana’da tecrübe edilen, beden ve zihin arasında yaşanan her ince hareket ve eylemin sürekli değişimi Iyengar’ın "Meditasyon Eylemi" olarak ifade ettiği bir meditasyon türüdür.
Dikkat’in bedenin bir bölümüne verilmesi, daha sonra konsantrasyon’un bu bölüme aktarılmasını takiben bedenin bir başka bölümünde bilinç ve konsantrasyon izlenir. Bu durum, dikkat (konsantrasyon) yoğunluğunda herhangi bir azalma olmadan tüm vücuda yayılana dek devam eder.
Bu yöntem, diğer geleneksel uygulamalardan daha farklı olarak daha aktif meditasyon ya da zihin meditasyon üzerinde yoğunlaşan bir Iyengar yöntemidir. 
Zihin ve daha sonra beden’e göre yapılan meditasyonla karşılaştırıldığında Iyengar yöntemi bedene ve zihne meditasyon getiren daha yapısal bir fiziksel süreç olarak tarif edilebilir gibi görünüyor.
Yukarıdakilere ek olarak, Iyengar Yoga duruşları, tedavi edici uygulaması ile diğer sistemlerden de ayrılmaktadır. BKS Iyengar tarafından geliştirilen duruşlar engelliler için maksimum faydayı sağlamaktadır. Sayın Iyengar karmaşık tıbbi sorunların tedavisindeki uzmanlığı ile ve beden hakkındaki bilgisi ile dünya çapında tanınır. Ben şahsen Iyengar Yoga yaklaşımına, sağlığımı optimize ettiği ve yırtık ön çarpraz bacak bağlarımın yan etkilerini en aza indirgediğinden dolayı gerekli krediyi veriyorum. 
Iyengar yoga’nın bir başka ayırt edici özelliği de çok az Vinyasa akışını (bir duruştan (poz) diğerine nefes ile bağlantılı olarak akışkan bir şekilde geçiş) içermesidir. Vinyasa akışının olmaması Iyengar metodunun neden geniş bir nüfusa ulaşabilecek yoga olmasının bir başka nedenidir.
Hizalama mükemmel iken, duruşlar uzun süreler için yapılır. Duruşlar arasında, öğrenciler (Child’s pose )Çocuk Duruşu veya (Corpse Pose )Ceset Duruşunda dinlenir. Bu nedenle, Iyengar yoga Ashtanga gibi daha akıcı bir üslupla yapılan yoğun bir kardiyovasküler deneyim değildir. Ancak gelişmiş egzersizler, daha uzun duruşlar ile birleştiğinde ve dinlenme pozları ile sıralandığında, benzer kardiyo yararlarına neden olduğuna dair argümanlar da yer almaktadır. 
Duruşları tutmak yorucu olsa da bir dayanıklılık gücü oluşturur ve esnekliği artırmak için de mükemmeldir.
Iyengar yoga , akış stilinde olan egzersizlerde yeterli fiziksel yapıya uygun olmayan kişiler için yoga’ya başlamada sağlıklı ve güvenli bir yerdir. Bu durum, hasta, yaşlı ve kilolu veya Skolyoz, Artrit, ya da diğer dejeneratif koşullardan muzdarip olan insanları da içerir. Kısaca Iyengar Yoga’nın sağlıklı ve hasta, genç ve yaşlı, güçlü ve engelli, herkes için olduğu söylenir. 
Teknikler, bazı sınırlamaları olan insanlara yardım etmek ve mükemmeli başarmak ve klasik duruşlardan maksimum fayda elde etmek amacı ile Sayın Iyengar tarafından geliştirilmiştir. 
Sıralama ve duruşun zamanlaması, tüm vücut sistemlerinin dengelenmesi, güçlendirilmesi ve temizliğinin en üst düzeye çıkarması için sistematik bir şekilde yaklaşılmıştır. 
Bu yaklaşım aynı zamanda sakin, konsantre olmuş bir zihne yola açarak bizi meditasyon eylemine ve sonuçta da pranayama’ya hazırlar.



Tercüme;Yoga Di / Dilek Adaş

DUYGUSAL ENERJİ NOKTALARI - Tercüme

Kayseri Yoga - Bedendeki Duygusal Enerji Noktaları

ABHYASA VE VAIRAGYA


SWAMİ JNANESHVARA’DAN NOTLAR;

Abhyasa (pratik) ve vairagya (bağlanmama) tüm yoga sisteminin en özündeki iki prensiptir.
Abhyasa – pratik
Abhyasa kalıcı bir huzur hali oluşturma ve geliştirmede çabasız tutum geliştirmektir. Bu halin herhangi bir kesintiye uğramadan uzun süre devam etmesi gerekir. Pratikte derinleşme bu şekilde, kendi varlığının özünü direkt deneyimlemek suretiyle gerçeklelşir.
Vairagya- Bağlanmama
Bağlanmamak ancak gerçek Ben’i bulutla örten bağımlılıkların, korkuların, hoşnutsuzlukların ve yanlış kimliklerin bırakılmasıyla gerçekleşir.
İkisi birlikte çalışırlar. Pratik sana doğru yolu gösterirken, bağlanmama da bu içsel yolculukta karşına çıkabilecek acıların ve zevklerin seni yolundan caydırmasına izin vermez.
Diğer tüm yoga uygulamaları bu iki prensip üzerine dayanır. Bu birbirine eş uygulamalar sayesinde ancak aklın tüm seviyeleri üzerinde hakimiyet kurulabilir ve gerçek Ben deneyimlenebilir.
Kişinin yaşamında bireysel hareketlerinde, konuşmalarında ve düşüncelerinde seçebileceği iki farklı yol vardır. Biri gerçeklik ve doğruluk üzerine, benliğin ve kişisel farkındalığın üzerinedir. Diğer yol ise tam zıttı olarak, kişiyi yüce deneyimlerden alıkoyan yaöa biçimi, hareketler, konuşmalar ve düşünceler üzerinedir.
Abhyasa, kişinin sadece yaşam tarzı, davranışları, konuşmaları ve düşüncelerinde değil, ruhsal uygulamalarda da olumlu yoldan uzaklaşıp olumsuz yöne gitmesini engeller.
Vairagya ise kişiyi bağımlılıklardan ve aklı bulandıran şeylerden uzak tutar.
Ayırt etmek anahatrdır. Bağlanmamayı geliştirmek ve pratik yapabilmek için, hangi davranışların, konuşmaların ve düşüncelerin seni doğru yolda tutup hangilerinin seni yoldan çıkaracağını ayırt edebilmek gerekir. Kişisel yolculukta kullanılabilecek incelikli bir araç ve pratiğin temelini oluşturmada temel oluşturur bu ayırımı yapabilmek.
Abhyasa pratik demektir ancak çok geniş bir alanı kapsar. Davranışlarda altenatifler arasından en akıllıca olanını seçmeyi de kapsar. Aklın en huzurlu halini oluşturacak şekilde kararlar vermeyi de. Çünkü anlamının kapsadığı geniş alanlaki her şey, kişisel farkındalığa daha derin ve ustaca ulaşmaya yardımcı olur. Pratik olaraka abhyasa, sadhana kelimesiyle karıştırılmamalıdır. Sadhana da pratik demektir ancak daha spesifik olan; kişinin bedeniyle, nefesiyle ve aklıyla daha spesifik metodlar ve tekniklerle dış dünya ve diğer insanlar üzerinde çalışmasını içerir. Örneğin yoganın sekiz basamağı sadhanadır.
Abhyasa ile çalışma: Abhyasa huzur halini oluşturan tüm pratikleri içerir. Her seviyede, en dışsal en dünyevi olan davranışlardan, Abhyasa ile çalışmak için en kolay yol, bütün olandan başlayıp sübtile doğru yol almaktır.
Bunun için sessiz bir şekilde oturun. Bir kağıdı iki sütuna ayırın ve kişisel yaşamınızdan yansımaları yazın
Sabit, kararlı ve sürekli dinginlik ve huzur hali yaratan davranışlar, konuşmalar veya düşüncelerden şunları daha fazla yapmalıyım:
Sabit, kararlı ve sürekli dinginlik ve huzur halinden uzaklaştıran davranışlar, konuşmalar veya düşüncelerden şunları daha az yapmalıyım:
 1)_______________
 2)_______________
 3)_______________
 4)_______________
 5)_______________
 6)_______________
7) _______________ 
 1)_______________
 2)_______________
 3)_______________
 4)_______________
 5)_______________
 6)_______________
7) _______________ 
Sütunun sağ tarafına muhtemelen kişisel yolculuğunda yeri olmayan zararlı alışkanlıklarını yaz. Sol tarafına ise muhtemelen yoga ile ilgili olan ve kişisel yolculuğunda yararlı olan pratiklerini yazacaksın. Bu alıştırma, meditasyon için sağlam bir temel oluşturacaktır. Sol sütuna yazdıklarınız doğrultusunda yaşamınızla ilgili alacağınız kararlar ve enerjinizi bunlara yönlendirmeniz, sağ sütuna yazdıklarınızın zamanla gözden kaybolmasını sağlayacaktır.
Pratiğini ne zaman ki uzun süreli, kesintisiz, içten bir adama ile yapıyor hale gelirsin, işte o zaman köklenmiş, durgun ve sağlam bir temel oluşturursun.
Yoga meditasyon halidir. Yoga meditasyonu yaşamının en önemli prensiplerinden biri, pratiğe ara vermeden devam etmektir. Genelde bir meditatör pratiğe başlar, birkaç hafta veya birkaç ay devam eder ve bir süre sonra hayatla ilgili bir gaile yüzünden bir süre durur. Sonra yeni baştan başlar. Yeniden başlamak her ne kadar iyi olsa da, hiç ara vermeden yapabileceğin daha rahat bir pratik geliştirmek daha yararlıdır. Günde 2-3 saat pratikle başlayıp yaşamsal faaliyetlerden dolayı ara vermek zorunda kalmak yerine daha kısa süreli ama düzenli pratik yapmayı seçebilirsin. Olur da yoruldum, sıkıldım vb bahanelerle pratiğine ara vermek istersen şunu düşün: her gün yemek yiyor, uyuyorsun. Tuvaletini her gün yapıyorsun. Her gün başka insanlarla dedikodu yapıyorsun ve olumsuz düşünceleri her gün aklından geçiriyorsun. Eğer her gün bunları yapabiliyorsan, seni huzura ulaştıracak pratiğini de her gün herhangi bir mazeret bulmadan yapabilirsin. Ve bunun sonu yok. Ta ki bir gün, pratiğin sağlam temeller üzerine kurulu, zarif ve hayatının bir parçası haline geldiğinde, yüzünde bir gülümseme belirecek ve anlayacaksın ki hayatının en değerli şeyi olmuş.
Davranış Geliştirme
Abhyasa ve vairagya sende satkara’nın gelişmesine sebep olacak. Satkara; özveri, samimiyet, saygı, olumlu tutum ve doğru davranış demektir. Her gün yapabileceğin seviyede ve sürede bir pratiği alışkanlık edindiğinden satkara çok daha kolay gelişecek. Böylece kalbinde bir defa parıldayan meditasyon ışığı, zaman içerisinde hayatına ruhani boyutta yön veren bir rehber haline gelecek.
Her şey dikkat ile başlar
Yoga meditasyon biliminde dikkat kritik bir konudur. Kendini nezaketle sevme yolunda dikkat en önemli formüldür. Keskin, net, gayretli dikkat ile uzun süreli ve kesintisiz pratik mümkün olabilir.
Sevgi, sevdiğin her şeyi bıraktığında geriye kalandır.
Bırakmak ve üstlenmemek
Bağlanmamayı anlatmanın en kolay yolu; bırakma sürecidir. Bağımlılıklarımızı ve nefretlerimizi bırakmayı kademeli olarak öğreniriz. Zihnin bağımlılıklarından katman katman kurtuluruz. Ancak bağlanmamanın ilk koşulu, bağımlılıkları bırakmak değil, ilk baştan üstlenmemektir.
Bağlanmama bastırma değildir
Bağlanmama, isteklerin, arzuların veya duyguların bastırılması demek değildir. Uyanış, bağımlılıkların farkına varmakla başlar.
Bağlanmama durmaktır
Bağlanmama felsefesini duyup yanlış yorumlayarak ve kendini kandırarak “bağlanmıyorum” demek kolaydır. Bu bağlanmamak demek değildir. Zihnin bağımlılıklarını gerçekçi bir şekilde görmek ve içsel ve dışsal yoga meditasyonu ile sistematik olarak bu göz boyamalardan kurtulmayı öğrenmektir.
Bağlanmama tarafsızlık (kayıtsızlık) değildir
Bağlanmama bir şey yapma hali değildir. Bir şey yapmama hali de değildir. O şey her ne ise artık aklını ilk etapta meşgul etmiyor, dikkatini çekmiyor demektir.
Sigara içmeyi yıllar önce bırakmış iki insan düşünün. Birinci kişi hala sigaraya bağlı, her sigara gördüğünde sigara içmeyi arzuluyor. Bu arzusu karşısında direnmesi ve bu şekilde sigara içmemesi durumuna (detachment) kayıtsızlık denir. İkinci kişi de eskiden sigara içiyordu ama artık sigara gördüğünde herhangi bir tepki göstermiyor, arzusu tamamen ortadan kalkmış hem bilinç hem de bilinçaltı seviyesinde. Bu duruma bağlanmama denir. Bağlanma hali bırakılmış değildir, yoktur.
Bağlanmama katmanlar boyunca derinleşir
Patanjali’ye göre bağlanmama varlığımızın daha derin katmanlarına indikçe kademeli olarak artar.Bağlanmamaya öncelikle günlük yaşamdaki nesnelerle ve insanlarla yani daha yüzeysel seviyede başlarız ancak pratiğimiz derinleştikçe psişik veya süptil güçleri ve deneyimleri de içeren bir hal alır. Sonunda görürüz ki tüm bunlar bireysel farkındalık yolculuğumuzda dikkatimizi dağıtmaktan başka bir işe yaramaz ve bunları da bir kenara bırakırız.
Vairagya ila çalışma: Vairagya veya bağlanmama, siyah ve beyaz kadar veya olmak veya olmamak kadar net değildir. Genellikle aşama aşama gelişir. 
Bağlanmamayı daha iyi anlamak için bağımlılıklar ve iğrenilen şeyler ile ilgili kişisel örnekleri keşfetmekte fayda var. Bir kağıt üzerine aşağıdaki sütunları çizin ve sadece şu anda değil geçmişinizde de bırakmayı deneyimlediğiniz şeyleri yazın.
Bağımlılıklar ve iğrenmeler
Bağımlı olduğum, cazip bulduğum, bana faydası olmayan ve bırakmam gereken düşünceler, inançlar, fikirler, insanlar, kurum veya kuruluşlar:
İğrendiğim, bana faydası olmayan ve bırakmam gereken düşünceler, inançlar, fikirler, insanlar, kurum veya kuruluşlar:
 1) ______________ #:___
 2) ______________ #:___
 3) ______________ #:___
 4) ______________ #:___
 5) ______________ #:___
 6) ______________ #:___
 7) ______________                      #:___
 1) ______________ #:___
 2) ______________ #:___
 3) ______________ #:___
 4) ______________ #:___
 5) ______________ #:___
 6) ______________ #:___
 7) ______________ #:___
 #işaretiyle belirtilen yerlere de bağımlılığın veya iğrenmenin derecesini yazın 1 ile 10 arasında (10 en yüksek) 
Eski bağımlılıklar ve iğrenmeler
Bıraktığım eski  bağımlılıklar:
Bıraktığım eski iğrenmeler:
 1) ______________ #:___
 2) ______________ #:___
 3) ______________ #:___
 4) ______________ #:___
 5) ______________ #:___
 6) ______________ #:___
 7) ______________ #:___
 1) ______________ #:___
 2) ______________ #:___
 3) ______________ #:___
 4) ______________ #:___
 5) ______________ #:___
 6) ______________ #:___
 7) ______________ #:___
# işareti ile belirtilen yere bağımlılığın veya bırakmanın 0 ile 10 arasındaki derecesini yazın. Düşük rakamlar o bağımlılığın veya iğrenmenin bırakılmasını güçlendirecektir. Eğer geçmişte bazı şeyleri bırakabildiyseniz şimdi ve gelecekte de bunu yapabilirsiniz ve yoga meditasyonunuz bu süreçte faydalı olacaktır.

Bağlanmamanın 3 seviyesi
Vairagya 3 seviyede gerçekleşen sistematik bir süreç olarak düşünülebilir.
1.    Gerçek dünya: Günlük yaşantımızda zihinsel izlenimlerimiz bağımlılıkların veya iğrenmelerin çeşitli şekilleriyle ve çeşitli derecelerde boyanır. Bu ilk seviye bu esaretlerden özgürleşmeyi ve daha derin bir içsel huzuru deneyimlemeyi geliştirir.
2.   Her şey arasında: Gerçek dünya ile ruhani dünyanın katmanları arasında bir çok nesne vardır. Zihin durdurulduğunda bu süptil seviyeler keşfedilir ve bağımlı olmamak ile ayırt etmek arasında bağ kurulur. Örnek olarak meditasyon yaparsın ama pranik enerjiye, beş elemente, duyulara bağımlı olmazsın.
  1. Subtlest building blocks: Burada guna’lar bulunur. Üst seviyede bağımlılıklardan kurtulma vardır yogi için.
Fiziksel evren de katmanlardan oluşmuştur. Bunlar; partiküller (protonlar, elektronlar, nötronlar), atomlar, moleküller, bileşimler ve nesnelerdir. Partiküller atomu, atomlar molekülleri, moleküller bileşimleri, bileşimler nesneleri oluşturur. Bağımlılıklarından ve iğrenmelerinden partikül seviyesinde serbest kaldığını düşün. Bu seviyeye ulaştığında fiziksel dünyanın diğer tüm nesnelerinden de serbest bırakabilirsin kendini.


SWAMİ KRİSHNANANDA’DAN NOTLAR;
Duyarsızlığın (dispassion) 3 hali vardır eskiler tarafından bize öğretilen.
Birincisi; Bir cenaze töreninde cesedin yakılmasını izlerken bir iğrenme hissedersiniz. Ölen kişi yakılmış, külleri savrulmuş, rüzgara karışmıştır. Artık yoktur. Nerede olduğu bir muammadır. Geriye külleri kalmıştır. Ne acı diye düşünürsünüz, ne yazık, benim de kaderim bir gün böyle olacak. Bu vairagyadır, smasana vairagyadır -ölü yakma yeri vairagyası. Sonra eve dönersiniz ve evinizin sıcak atmosferi size hissettiklerinizin yarısını unutturur, işler çok da kötü değil dostum der, her şey geçti. Birkaç gün sonra düşünceler daha tatmin edici, rahatlatıcı ve mutluluk vericidir. Vairagya artık gitmiş yerini tarafsızlığa, duyarsızlığa bırakmıştır. Ruhani bir tarafı artık kalmamıştır. Bu yoga pratiğinizde size yardımcı olmaz.
Diğeri abhava vairagya’dır. Bir şeye sahip olamadığımız için ona karşı istek duymayız. Everest dağının tepesinde örneğin, süt bulamayacağımız için canımız süt istemez, tamam süt içmeyeceğim deriz. Bu derin bir vazgeçmedir aslında ama ulaşılamadığı durumda ortaya çıkar. Ama ona sahip olduğumuzda doğal olarak onu isteriz. Dolayısıyla bunun da ruhani bir tarafı yoktur. Bu yüzden sadece vairagya değil, abhava vairagya’dır.
Üçüncüsü prasava vairagya’dır. Bir kadın hamileyken iğrenme hisseder, sancıların ızdırabı ona korkunç hissettirir. Sancılar yüzünden hayat anlamsız görünür ve zihin hep üzüntü yaratır. Ama bu da diğer vairagya’lar gibi geçicidir. Çünkü acı geçtiğinde, eskiden acı çekmiş olduğunu anımsasa dahi artık rahatlık ve memnuniyet vardır.
Bunların hepsi de yoganın bizden istediği vairagyadan farklıdır. Burada önemli olan objenin kendisi değildir, objeye karşı geliştiriken tutumdur. Bir hırsızın veya bir cimri altına karşı açgözlüdür. Ama bir çocuk için altın bir şey ifade etmez. Çünkü onun için altın değeri taşımaz. Altın ise kendi başına altındır, ister bir çocuğun ister bir cimrinin ister bir hırsızın elinde olsun. Aynı objedir, karekteri değişmemiştir. Değeri aynıdır. Bir bebeğin altına gösterdiği tepki ile bir hırsızın veya cimrinin tepkisi farklıdır.
Objelerin doğası zihin üzerinde bir etki bırakır şüphesiz ancak her ne kadar ilgi çekici olsa da bu nesneler, yoga, nesnelerin varolan durumlarıyla içsel uyum halinde olmayı gerektirir. Yoga, dünyanın değişmesi dönüşmesi gerektiğini söylemez, bu gereksizdir. Gerekli olan varolan düzene kendi uyumunu katmaktır. Dünya tanrı tarafından düzeltilmek üzere yaratılmamıştır, tam da olması gerektiği gibi, bilgelikle yaratılmıştır. Tanrının vazifesi de dünyayı düzeltmek değildir. Tanrının yarattığı şeyi herhangi bir insanın veya insan grubunun düzeltebileceği düşünmek de beyhudedir. Tanrının bilgeliğini kabul etmek demek, yarattığı her şeyin belirli bir düzeni olduğunu ve bu düzenin doğru olduğunu kabul etmek demektir.
Yoga, kozmik düzene uyum sağlamak için bireysel dönüşümü amaçlar. Kozmik düzen değişmez. Tanrının yarattığı şey değişmez, insanların yarattığı şeylerin değişmesi gerekir.
“Yeterli” duyusu geliştirilmelidir. Bir şeye sahip olmadığımız için değil, bir şeyi elde edemediğimiz için değil, dışarıdan bir tehdit oluştuğu için değil, sadece o şeye ihtiyaç duymadığımız için, yeteri kadar şeyimiz olduğu için.
Eski bir Vedanta tekstinde şöyle geçer; Dünyaya hakim olan bir imparatorun herhangi bir arzusu yoktur. Çünkü arzulayacak bir şey yoktur onun için, isteyebileceği her şeye sahiptir. Dünya ayakları altındadır. Başka ne arzulayabilir ki?  Zaten dünyaya hükmetmektedir. Peki ya bütün dünya onun ise, bir bilgeye ne kalır? Bir bilgenin de herhangi bir arzusu yoktur. Ama onun sebebi başkadır. Bilge de imparator da her şeye sahiptir. Önemli olan sizin hangi açıdan baktığınızdır, bilge mi imparator mu?