Patanjali** için hastalık “rahat-sızlık” anlamına gelir. İçsel biyoenerjinin ritmik olmayan bir biçimidir. Akupunkturda beden üzerinde biyoenerjinin fiziksel bedene temas ettiği yedi yüz nokta keşfetmiştir. Bu yedi yüz nokta bedenin her yerindedir. Elektriğin bir daire içinde akmadığı her yerde, bu yedi yüz nokta arasında bir boşluk vardır, bazı noktalar artık çalışmıyor, bazı noktalardan artık elektrik akmıyordur, orada bloklar vardır, elektrik kesilmiştir, daire bozulmuştur. İşte hastalık böyle ortaya çıkar. Akupunktur, herhangi bir ilaç, tedavi olmadan, biyoenerjinin daire içerisinde akmasına izin verdiğin taktirde, hastalığın yok olacağına inanmaktır.
Hala prana enerjinin içindeysen
çok uzaklara gidemezsin. Hastalık etrafını bir bulut gibi sarmışken nasıl
uzaklara gidebileceksin ki? Daha derin krallıklara gidemezsin. Düşük bir enerji
seviyesiyle uzaklara nasıl gidersin? Tanrıya nasıl ulaşırsın? Zira Patanjali
için Tanrı en uzak noktadır, bunun için çok enerji gerekir. Sağlıklı bir beden,
sağlıklı bir zihin, sağlıklı bir varlık gerekir. Bunun için belirli bir sağlık
gerekir. Hintlilerin sağlık için kullandıkları sözcük oldukça anlamlıdır.
“Swasthya” Bu sözcüğün anlamı “kendin olmak”, “merkezde yoğunlaşmak” anlamına
gelir. Bir bütünsen sağlıklısın demektir ve bir bütünsen aynı zamanda kutsalsındır.
İnsan kendini bir bütün olarak hissettiğinde bedensel enerjisi bir daire
biçiminde akar. Daire dünyadaki en mükemmel şeydir. Mükemmel bir daire tanrının
sembolüdür. Enerji harcanmamaktadır. Sürekli ve sürekli dönen bir tekerlek gibi
hareket etmeye devam eder, kendi kendini devam ettirir.
Geleceğe doğru ilerlemediğin ve
geçmişe doğru hareket etmediğin taktirde, kendi içinde hareket etmeye
başlarsın- çünkü varlığın burada ve şimdidedir, gelecekte değildir. Şu anda
burada ve şimdidesin ve bu gerçekliğe girebilirsin.
Disiplin nedir? Disiplin, içinde
bir düzen yaratmak demektir. Şu andaki halinle bir kaossun. Şu andaki halinle
tam bir düzensizliksin. Disiplin var olma kabiliyeti, bilme kabiliyeti, öğrenme
kabiliyeti anlamına gelir. Yoga’nın disiplini seni kendi kendinin efendisi
yapma çabasından oluşur. Şu andaki halinle sadece birçok arzunun kölesisin.
Birçok efendin var ve sen de sadece bir kölesin – ve birçok yöne çekiliyorsun.
Yoga duruşları, asanalar,
gerçekte herhangi bir fizyolojik eğitim türüyle ilgili olmayıp, varoluşun
–hiçbir şey yapmadan, hiçbir hareket göstermeden, herhangi bir faaliyette
bulunmadan, sadece olduğun gibi kalarak- var olmanın içsel eğitimiyle
ilgilidir. Olduğun gibi kalmak, bir merkeze yoğunlaşmana yardımcı olacaktır.
Bilimsel bir yaklaşımın bedenle
başlaması gerekmektedir. Önce bedenin değişmelidir. Bedenin değişirse, nefes
alış verişin de değiştirilebilir. Nefes alış verişin değiştiğinde, düşüncelerin
değiştirilebilir. Ve düşüncelerin değiştiğinde, sen de değiştirilebilirsin.
Var olanlarda en göze çarpan
bedendir ve en göze çarpmayan zihindir. Göze batmayandan başlama, çünkü bu daha
zor olacaktır. Belirsizdir, yakalayamazsın. Bedenle başla. Yoga bu yüzden beden
duruşlarıyla başlar. Günlük yaşamda tetikte olmadığımız için, zihinde belirli
bir huzursuzluk hissettiğinde, bununla bağlantılı belirli bir beden duruşuna
sahip olduğunu fark etmemiş olabilirsin. Öfkeliysen rahat oturabiliyor musun? –
İmkansız. Öfkeliysen, beden duruşun değişir, dikkatli olduğunda beden duruşun
değişir, uykulu olduğunda beden duruşun yine değişir.
Tamamen sessiz olduğunda Buddha***
gibi oturur, Buddha gibi yürürsün. Buddha gibi yürüdüğünde, kalbinin içine
karışan belirli bir sessizlik hissedeceksin. Buddha gibi yürüyüşünle sessiz bir
köprü yaratılır. Bir Buddha gibi bir ağacın altına otur. Sadece otur, sadece
bedeninle: Aniden nefes alış verişinin değişeceğini göreceksin – daha rahat,
daha uyumlu olacaktır. Nefes alış verişin uyumlu ve rahatsa, zihninin de daha
az gergin olduğunu hissedeceksin. Daha az düşünce, daha az bulut, daha fazla
yer ve daha fazla gökyüzü olacaktır. İçeride ve dışarıda bir sessizlik
hissedeceksin, akıp giden.
*Osho: 1931-1990 yılları arasında
yaşamış Hint’li mistik spiritüel guru.
**Patanjali: M.Ö. 400 – M.S. 200 arasında
Hindistan’da yaşadığı tahmin edilen, yoga uygulaması üzerine çok önemli
aforizmaları içeren Yoga Sutra’ların yazarı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder